Onlar sendikaya üye oldukları için bir ay önce Düzce ve Gebze Fabrikalarında işten çıkartılan ve her iki fabrika önünde de sendikal haklarının tanınması ve işe geri alınmaları için direniş başlatan işçiler. Onlar yıllardır bu firmanın büyümesi ve işlerin çoğalması adına ellerinden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışan ancak asgari ücretle yaşamak zorunda bırakılan emekçiler.
Onlar günü geldiğinde sabahlara kadar çalışan, iş yetiştirmek için mesai yapıp eve geç giden, çoğu zaman evdeki çocuklarının bile yüzünü göremeden sabah erken saatlerde işlerinin başına koşturan, ama iş alın terinin hakkını almaya bunun içinde sendikalı olmaya geldiğinde hemen kapının önüne koyulan insanlar.
İşte onlar işten çıkarıldıkları günden sadece bir gün öncesine kadar fazla mesai yapan, aradan geçen bir günün ardından ve bakanlıktan gelen sendika tespit kağıdının işverenin eline geçmesi ile birlikte iş akdi feshedilen M&T Reklam fabrikası çalışanları.
Onlar çalışma koşullarının kölelikten farklı olması için, Sosyal haklara sahip olmak için, eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanacak bir gelir için, İşçilerin birliği için, kimsenin ama kimsenin iki dudağı arasından çıkacak sözün kaderleri olmaması için… Servis güzergâhlarının birilerinin keyfine bırakılarak 1 saat evlerine yürümemek için, yöneticilerin kendilerinin yaptığı hatalar nedeniyle başka insanların işten çıkarılmaması için, dağıtılmayan iş ayakkabıları yüzünden çalışanlara “Neden giymiyorsunuz ” diyerek tutanak tutulmaması için Birleşik Metal-İş sendikasına üye olan kahramanlar.
***
Ne olmuş biliyor musunuz? İşçiler emek verip alın teri dökerken belki bir teşekkürü yada merhabayı bile çok gören fabrika patronu konu işçilerin sendikalaşmasına gelince çalışanlarla toplaşmış ve her konuşmasında iş yerine sendika girmesi durumunda bunu maddi olarak idare edecek gücünün olmadığını ve iş yerlerini kapatacağını her gün anlatmış. Yetmemiş sendikal mücadele verenleri fabrikayı kapattırmaya çalışmakla suçlamış. İşçilikte bu ya fabrikada çalışanların kimileri de günü olur düğününe, ölüsü olur cenazesine gelen işçi kardeşine değil, gitmiş patronuna inanarak sendika mücadelesi veren işçilere cephe almış.
Durum böyle olunca haliyle işçilerde sormuş. Bundan yıllar önce ufak bir atölye olarak yola çıkan şirketimiz bugün işverenimizin dediği gibi düşük karlar ile satış yapıyor olsaydı(!) bugün ki konumuna nasıl gelebildi? Düzce’de trilyonluk hatlar nasıl kurulurdu? Patron bulunduğu mevkiye nasıl ulaşabilirdi? Bindiği arabayı oturduğu evi nasıl alırdı?
***
Patronu işçilerin sendikalı olmasına saygı duymaya içeride ki işçileri sendikal mücadeleye destek olmaya davet ediyor, başta Kocaeli halkını ve üyesi oldukları Birleşik Metal İş’i işçilerin direnişine sonunda kadar destek olmaya çağırıyorum. Çünkü dayanışma içinde olursak direnenler kaybetmez.