Haramiler çölde yolculuk eden bir kervanı durdururlar insanların yanlarında taşıdıkları kıymetli eşyaları alırlar yolculardan biri elindeki defteri saklama mücadelesi verirken uzakta olay izleyen harami başının dikkatini çeker adamın yanına gelir adama sinirli sinirli ne var ulan o defterin içinde? Niçin saklamaya çalışıyorsun? Adam çok kibar biçimde defterin içindekileri harami başına anlatır harami başı defterin sayfalarını inceliyormuş gibi yaparak bir şey anlamadım sen anlat bana adam deftere yazdığı bir iki öyküyü ve birkaç özel haberi anlatır harami başı ne yapacaksın bu defteri der adam kitaplaştıracağını söyler konuşma uzayınca harami başının kafası iyice karışır işin içinden çıkamaz doğruyu söylemek zorunda kalır ben cahil bir adamım okumam yazmam yoktur böyle şeylerden anlamam der ve defteri yakar adama da gülerek artık sende benim gibi cahil biri oldun kitap yapacaksın da ne olacak der Sevgili okurlar işte cahillik böyle bir şeydir yeryüzündeki bütün harami başları katiller jul Sezar gibi kütüphaneleri yaktıran imparatorlar haramilik yapanlar kitapları yasaklayanlar eğitime bilime özgürlüklere karşı çıkanların hepsini cahillik üretmiştir cahillik vahşileştirir insanı tarih boyunca var olmuştur ve sözünü ettiğim bütün haramiler varlıklı insanlara uşaklık yapabilmek için yoksul halkı tehdit etmiş evlerini yakmış yıkmışlardır ünlü aktör Kemal sunalın buzlar çözülmeden isimli bir filmi vardır tımarhaneden kaçan iki delinin hayat öyküsünü anlatır filmde bir de harami başı vardır dağlarda yaşar o da bir kasabadaki karaborsacıların tefecilerin korumalığını yapar yani o da cahil haydutlaşmış bir zengin uşağıdır halkın üzerinde her türlü pisliği dener sırf tefeciler ve karaborsacılar rahat etsin diye bu tür olayların yaşanması sistem sorunudur kapitalist sistemlerde ve özel mülkiyetlerde bu tür adamlar hep vardır onları kapitalist sistem kendilerine uşaklık yapsın diye finans ederler bu sistem analiz edildiğinde görülecektir ki çıkarlarını ve düşüncelerini hayata geçirmek için bu sistem eğitimle işe başlar toplumu kendi düşüncelerine göre şekillendirirler bu anlamda ilk ve orta okul dönemleri çok önemlidir yani kendilerine hizmet edecek insanları bu birkaç yılda yetiştirirler bu küçücük çocuklar ileri yaşlarda kapitalist sistemin birer neferi haline gelirler bütün kişiliklerimiz çocuklukta yaşadıklarımızın üzerinde şekillenir eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz diyenler bunun için söylemişlerdir kapitalist sistemden doğru düzgün özgürlükçü bir eğitim çıkmaz toplum içinde kıran yakan yıkan insanları öldüren kinli insanların kişilikleri incelendiklerinde sözünü ettiğim yanlış davranışlar görülecektir Cüneyt Arkının baş rolünü oynadığı Köroğlu filminde haramiler Cüneyt arkını başlarına lider yapmak için onu bir imtihandan geçirirler bir dağa götürürler oradan geçenlerden haraç almasını isterler filmi izleyenler hatırlayacaktır Cüneyt Arkın bu işi yapamaz çünkü o köroğludur onu ailesi adaletli birisi olması için yetiştirmiştir bu filmde bir de her türlü haramı yiyip insanlık dışı şeyler yapan yoksulu öldüren bir de bolubeyi vardır bu bir film dünya var oldukça bir tarafta bolubeyleri bir tarafta da insanlığı savunan köroğlular Karacaoğlan’lar dadaloğlu ve pir sultan gibiler olacaktır sevgili olurlar bu tür haramilerden canı yanmış kardeşi bu tür adamlar tarafından öldürülmüş acılı ağrılı bir Anadolu kadınının öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum kardeşini öldüren bu katiller yıllar sonra barışmak özür dilemek için bir bayram günü evlerine gelirler kadın mutfakta hem hamur yoğurur hemde zılgıt çeker ağlarken eşi yanına gelir neden ağladığını sorar kadın kardeşimi öldürenler evimize gelmişler bak bu önümdeki hamuru göz yaşlarımla yoğuruyorum şimdi onu kızgın bir ateşte pişireceğim dilerim benim bu pişirdiğim ekmeği yediklerinde kardeşimin katillerinin içlerindeki düşmanlık ve kin biter bir daha kimseyi öldürüp bana yaptıkları gibi başka insanları ağlatmazlar sözün bittiği yer burası bu cümleleri yazdıktan sonra bu konuda artık ne yazabilirim ki yazılacak bir tek cümle bile yoktur en güzel sözü o Anadolu kadını zaten söyledi