Boynuna bir kıravat bağlamakla birkaç lüks mağazadan giyinmekle bir iki kitap okumakla ya da tiyatroya sinemaya gitmek lüks lokantalarda yemek hiçkimseyi ne şehirli ne de entelektüel etmez mesela yurt dışında pari newyork Hollanda gibi birkaç şehri gezmek de kimseyi entelektüel makamına yükseltmez entelektüel ve kent kültürü almış biri hoşgörülü ve nazik olur fikrinden inancından dolayı kimseleri yargılamaz toleranslı olur halkını ülkesini sever insanlara tepeden bakmaz ülkesinin gelişmelerine katkı sunar fikir üretir daha açıl söylemek gerekirse saçma sapan ön yargılarından kötü alışkanlıklardan kurtulmadan kimse ben entelektüelim diyemez şehirli ve entelektüel olabilmeleri için insanların giysilerini değil kafalarının içindeki saçma sapan şeyleri değiştirmeleri gerekir entelektüellik ya da şehirli olmak sözde olmaz pratik hayata katkı sunacaksınız yaşamın içinde fikirlerinizin karşılığı olacak goethe alman halkı beni hiç anlamadı demiş sevgili dostlar bir halkım aydınını yazarını sanatçısını edebiyatçısını ve bilim insanlarını anlaması için bu insanların halkın içinden olmaları gerekir bu konu iki sayfa ile anlatılacak konu değil çok kapsamlı ve derinlikli bir konudur hep söylenir ya sanat sanat için mi yapılır yoksa halk için mi sevgili dostlar sanat halk için yapılır halk sanatı olarak bildiğimiz bir sanat türü vardır halkı anlatan halkın yaşamını anlatan bir sanat türüdür mesela Orhan Pamuk Nobel de aldı Orhan Pamuk’u Türk halkı hiç anlamadı hatta halkın yarısı tanımaz bile bunun suçu halkta da mı yoksa yazarda mı Orhan pamuk ve onun gibi kimi yazarlar halkın duyarsızlığından şikayet ederler hâla köylülerin kentleri berbat ettiğini söylemeleri yok mu bu adamların köylüleri şeytanlaştıracağına kendilerini ve sistemi eleştirmeleri gerekirken köylüleri eleştirirler şimdi bu insanlara şehirli ya da entelektüel diyebilir miyiz veya bu kimseler kendilerini entelektüel kabul edebilirler mi sevgili dostlar şehirli takliti yapmakla hiçkimse şehirli olamadığı gibi köylüleri şeytanlaştırarak da hiçkimse entelektüel olamaz köylüleri eleştirecek yerine köylere gidip onlarla tanışmak konuşmak onların dertlerini sorunlarını yazmak gerekir o zaman sizi bağrına basar bizim de yazarlarımız var edebiyatçılarımız var derler olması gereken budur hem sonra köylülerimiz de artık modernleşiyor Galatasaray lisesini ya da bir Fransız okulunda okumakla şehirli olunmaz her zaman söylediğim gibi Türk halkı kendisini seven sorunlarını anlatan bütün sanatçılarını edebiyatçılarını bağrına basmış onlara saygı göstermiştir mesela yaşar kemali Mehmet akifi fakir Baykurtu hemen hemen halkın tamamı tanır halkın yarısından çoğu kitaplarını okumuştur halk onları anlayabilmiştir goetheye geri dönersek hani beni alman halkı anlamadı diyor ya o onu mütevazılikten nezaketten dolayı söylüyor bırakın alman halkının anlamını onu bütün dünya halkları anlamıştır dünyadaki en çok okunan yazarlardan biridir goethe o sözü genç bir yazarken söylemiş inanın alman halkı ona asla laf söyletmez İngilizlerin shakespeare Rusların Tolstoy ve dostoyevskiye söyletmediği gibi siz bir yazarı ne sanıyorsunuz yazar olmak öyle kolay mı sosyalistlere katıldı diye Çar dostoyevskiyi ölüme mahkum etti romanlarında insan ve insanlığın en derin uçlarını ve aynı zamanda kutsallığını anlatan bir yazardır o bırakın Rus halkını bir tek Rus bile ben dostoyevskiyi anlamadım sevmiyorum demez ben bunu iyi biliyorum öldüğünde kırk bin rus onun arkasından yürüdü matemini tuttu toprağına göz yaşı döktükler kimi yazarlar onun bir ruh hastası olduğunu suç işlemeye meyilli olduğunu ve suç da işlediğini yazdılar tamam doğru o böyle bir adamdı ama öte yandan o dünyanın en büyük edebiyatçısıydı yaptığı kötülükler onun yazarlığını asla ortadan kaldıramadı zaten kaldıramazdı da Rus halkının gönlüne taht kurmuş bir adamdı o sorun halklarda değil sorun halkları tarafından bilinmeyen sevilmeyen halkına tepeden bakan yazarlardadır bütün dünya halklarını yazarını bilim insanını edebiyatçısını sever de Türk halkı neden sevmez bu konu Türkiye’de tartışılması gereken çok önemli bir konudur bizimkiler de dostoyevski gibi Tolstoy gibi Balzac gibi bir yazar olsunlar o zaman görürler halkın onları nasıl sevdiğini çok sevdiğim bir söz vardır sen mecnun ol da Leyla bir yerlerden çıkar gelir bu bizim edebiyatçılarımız ve sanatçılarımız için geçerli bir sözdür bu ülkede halkına en büyük kötülüğü on iki Eylül darbesinin Amerikan patentli generalleri yapmıştır özellikle de köylüleri yerinden yurdundan edip şehirlere yönlendirerek en büyük kötülüğü köylülere yaptılar