Sıradan bir ‘Sual (soru)’ olsun istemedim. O yüzden, biraz ‘Seçkin’ci davrandım. Yani anlayacağınız seçkin bir sual için epeyce düşündüm.
Sual ilki şu: ‘’Sual Seçkin, sendikalı olduğu için mi atıldı ?’’
İkincisi de şu: ‘’Sendikal işleyişin mi yoksa sendikal mücadele içinde kendini gizleyebilen mafya tipi örgütlenme anlayışının mı kurbanı oldu ?’’
Bu ‘Sual’ler yanıt bulmak için düşüncemizdeki ‘Seçkin’ birikimleri altalta koyup topladıktan sonra bir senteze ulaşmak gerek.
Ne olmuştu, kısaca onu anımsayalım…
Seçkin Sual, 7 yıl montaj işçisi olarak çalıştığı Fransız sermayeli Legrand fabrikasından 28 Mart’ta hiçbir gerekçe gösterilmeksizin çıkartılmıştı. Sual, fabrikada örgütlü Birleşik Metal İş Sendikası’na üye idi. Sorun da burada başlıyordu zaten. Sual’in iddiasına göre, işten atılmasında sendikanın işyeri baştemsilcisi doğrudan rol oynamıştı.
İşte, bu noktada hem fabrikadaki diğer işçilerin hem de kamuoyunun merakını gidermek için gerçekten ‘seçkin’ bir ‘sual’ sormak gerekiyordu. Muhatap sendika yönetimiydi ve mutlaka kamuoyunu aydınlatması gerekiyordu.
Yine Seçkin Sual’in iddiasına dayanarak söylüyorum, ‘’Bu konuda ne yazık ki sendikamın Gebze Şubesi üzerine düşeni yapmadı.’’
Evet, sendikanın (Özellikle de Gebze Şubesi’nin) görevini yaptığına kamuoyu da tanık olmamıştı. Sual’in direnişini bile 10 gün sonra kabul eden bir şube, olaya rağmen disiplin kurulu üyeliği görevini sürdüren o baştemsilci hakkında yaptırım gerçekleştiremedi.
Şube yönetiminin direnişi bitirmesi için ikna etmeye çalıştığı Sual Seçkin’e, ülkenin dört bir yanından dayanışma mesajları gönderildi, birçok siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ziyaret edip destek sundu. Sendikamın örgütlü olduğu başka fabrikalardan temsilci ve işçiler ziyarete gitti.
Ama, sendikası 8 Nisan’da başlattığı direnişinde yanında yoktu…
Şube yönetimi, sadece bir şey yaptı. O da, adı geçen eski baştemsilcnin temsilci seçimlerinde aday olmasını engellemesiydi. Bu da, olayı geçiştirmekten başka bir anlam taşımıyordu.
İki çocuğuyla birlikte fabrika önünde 25 gün direnişini sürdüren Sual Seçkin, eylemini bitirirken yine umut saçıyordu. ‘’Daha örgütlü bir Legrand ve daha örgütlü bir sendika için mücadele sürecek’’ derken sınıf mücadelesine olan inancını, aynı inanca sahip olmadıklarını düşündüğüm sendikanın yöneticilerine iletiyordu.
Evet, hedef daha örgütlü bir işyeri ve daha örgütlü bir sendika. Bu hedefin ulaşılır olduğu da bilinen bir gerçek. Ama,işçi sınıfı hareketi içerisindeki patron tetikçileri ayıklanabildiği süreçte.
Birkaç ‘seçkin sual’im var;
‘’İşçi sınıfı, içindeki düşmanlarını nasıl ve hangi sendikal örgütlenme şemsiyesi altındayken teşhir edip ayıklayacak ?’’
Ve;
‘’Ne zaman mücadelesini bütünselleştirecek ?’’
Son sözüm, tarihi mücadelelerle dolu, 15-16 Haziranları yaratmış DİSK’in bünyesinde bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası’na, bu sürecin yakışmadığıdır.