Bugün 10 Kasım Atamızın ölümünün 79. yıl dönümü.
Ulusumuzun çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkması için toplumsal ve ekonomik alanda köklü değişiklikler ve devrimler gerçekleştiren Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük lider, düşünce insanı, devlet adamı ve baş komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 79. yıl dönümünde saygıyla, şükranla, minnetle anıyoruz.
Bize emanet edilen değerlere Atatürk gençliği ve Cumhuriyet kuşağı olarak sonsuza dek sahip çıkacağız ve bağlılığımızı sürdüreceğiz.
Cumhuriyetimizi kuranlarla, onun değerlerini yağmalayanlar arasındaki farkı her geçen gün daha iyi anlar olduk.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bize bırakmış olduğu değerler sisteminin gerisine doğru ne yazık ki sürükleniyoruz.
Bugün Atamızın ölümünün yıl dönümü.
Hamaset dolu sözler dinleyeceğiz ve duyacağız.
Cumhuriyet’i kuran başta Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bize bırakmış olduğu bu değerli miras bizim için önemlidir değerlidir.
Bir ömrün öteki hikayesinden öğreneceğimiz çok değerli geçmiş var.
1902’de Teğmen rütbesiyle mezun olduğu harp okulu ve 11 Ocak 1905 yılında yüzbaşı rütbesiyle tamamladığı harp akademisi Atatürk’ün askeri yaşamının temel taşı olmuştur.
1905-1907 yılları arasında genç Osmanlı subayı olarak Şam’da 5. ordu karargahında görev yapmış olan Mustafa Kemal 1907’de kıdemli yüzbaşı olmuş, 1909’da İstanbul’a giren harakat ordusu kurmay başkanı olarak görev almıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine yurt dışındaki askeri ateşelik görevini sonlandırır ve İstanbul’a geri döner.
Orada harbiye nazırına Çanakkale Savaşı’na katılmak için dilekçe ile başvuruda bulunur.
Mustafa Kemal’in bu başvurusu kabul görür.
Çanakkale’de göstermiş olduğu üstün başarı ile Çanakkale Geçilmez olduğunu tarihe altın harflerle yazılır.
Mustafa Kemal’in üstün başarılarına dudak bükenler görüyoruz ki, bugün paralı askerlik ve çürük raporlarıyla “kahramanlık” peşindeler.
Laik ve demokratik Cumhuriyeti itibarsızlaştırmak isteyenler bilmeleri gereken çok önemli konuların başında eğitimden sağlığa, ulaşımdan, milli güvenliğe kadar olan başarılar Cumhuriyet’i kuranların eseridir.
10 Kasım Atatürk’ün ölümünün yıl dönümünde Cumhuriyet’i kuran başta Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını minnet ve şükranla bir kez daha anıyoruz.
Cumhuriyet kurulduğu gün 13 milyon nüfusumuz bulunmaktaydı.
Bu nüfusun 8 milyonu kadın, 5 milyonu erkek nüfustan oluşmaktaydı.
Belki merak edenler olur, erkek nüfus oranı kadın nüfusundan neden azdı;
Çünkü, savaşlarda, cephelerde, açlık hastalık sonucu erkek ve genç nüfusun büyük çoğunluğu yaşamını kaybetmişti.
Yine bir başka önemli konu 13 milyon nüfusun okur-yazarlık oranı erkeklerde %3 kadınlarda ise 1000/1 olduğu gerçeği vardı.
Erkek nüfusun okuma oranı ise büyük bölümü İstanbul ve İzmir ilinde olduğu bunlarında önemli bir kesimi ayrıcalıklı nüfus olan gayr-i müslümlere aitti.
Anadolu insanının okur yazarlık oranı yok denecek kadar azdı.
Kadın erkek eşitliği, kadına tanınan haklar bir çok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleşmişti.
Anadolu’nun yoksul köylü çocuklarına sağlanan fırsat eşitliği Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluş felsefesiyle gerçekleşmiştir.
Bu yüzden Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olmuştur.
Cumhuriyet’i bize armağan eden o güzel insanları bir kez daha saygı, minnet ve şükranla anıyoruz.
Ruhunuz Şad Olsun...