Dünya’nın en zor coğrafyasında yaşıyoruz.
Bu yüzden ortak akıl herkesin ihtiyaç duyduğu bir gerçekliktir.
Bir kaç yıl önce yazmış olduğum bir yazıyı bugün yeniden hatırladım.
Yanıbaşımızda yanan ateşi söndürmek için uğraş sarfetmezsek gün gelir o ateş bize sıçrar.
Son bir kaç gündür yaşanan olayları duygusallıktan uzak, akılcı bir şekilde değerlen dirmek gerekir.
Çünkü Dünya’yı insanlar akılla yönetiyor.
Duygusallıkla hareket edenler ise hep kaybeden taraf oluyor.
Nerede bir sohbet olursa ilk tepki “asarız, keseriz” ile başlıyor.
Böyle günlerde biraz daha sabır ve soğuk kanlılık gerekir.
Ne demişler öfkeyle oturan zararla kalkar.
Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var.
Bu tür atasözlerini çoğaltmak mümkün.
Böyle günlerde bilgi kirliliği had safhaya ulaşır.
Olup biteni dikkatle takip etmek en doğrusudur.
Savaş naraları atan.
Savaş dam damları çalan.
Savaşa çanak tutan.
Savaş üzerinden para kazanmaya çalışan.
Savaş üzerinden siyasal rant devşirmeye çalışan.
Savaş üzerinden başkalarının çocuklarıyla kahramanlık taslayan.
90 yıllık Cumhuriyet’in kazanımlarını tehlikeye atan.
Savaş üzerinden insanlığı zora sokan yaklaşımlardan uzak durmak en doğru olanıdır.
Komşu ile savaşmak bilgisayar ekranında oturup düşmana bomba yağdırmaya benzemez.
Savaş çekirdek çıtlatarak izlediğin aksiyon dizisi veya Dünya’nın öbür ucundaki askeri bir harakat gibi televizyon ekranından seyredilmez.
Türkülerimiz unutuldukça gerçeklerden hızla uzaklaşıyoruz.
Yemen türküleri, Balkanlarda, Kavkasya’da yaşanan acıları ne güzel anlatmış...!
Bu gerçekleri çok erken unuttuk.
Tarih bilinci olmayan toplumlar çok ağır bedeller öder.
Tarihten de ders çıkartmaz.
Sinan Meydan’ın bir ömrün öteki hikayesi kitabını yeniden okumanın tam zamanıdır.
Savaş en çok sevdiğiniz en yakın dostlarınızla, kapı komşularınızla sizi düşman eder.
Hiç unutma savaş ölümdür!
Herşeyden önce insanlığın ölümüdür...!