Ülkemizde geçen yılın mart ayının ortalarında başlayan pandemi süreci ve hayatın hemen her alanına çözüm alternatifi olmadan getirilen kısıtlama kararı en ağır tahribatlardan birini kültür sanata verdi. Bu süreçte çok sayıda müzisyeninin intiharının getirdiği yürek acılarına perdeyi kısmen veya tamamen indiren tiyatro topluluklarının ve oyuncularının dramı eklendi. Sanat Meclisi’nin Sanatta Hak İhlalleri’de dair ocak 2021 raporunun önemli kısmını bu sefer müzikten tiyatroyu sanatın her kesiminden “İmdat” çığlıkları oluşturdu: “Salgın gerekçeli kısıtlamalar krizi bir yangına çevirdi.”
ÖLÜMCÜL BİR UÇURUMA İTİLDİLER
Müzik, tiyatro, dans gibi kitleleri bir araya toplayan etkinliklerinin toptan durması, ardından kafe, bar ve yemekli eğlence yerlerinin de süresiz kapanması, tiyatro dans gösterilerinin durmasına ve alanda çalışan, buradan evine ekmek götüren sanat emekçilerini ölümcül bir uçuruma ittiğine dikkat çekilen rapor analizinde
KOMİK DESTEKLER HİÇBİR
DERDE DEVA OLMADI
“Geçtiğimiz yılın mart ayından bu yana devlet katından dar bir kesime verilen komik destekler ise hiçbir derde deva olmadı. Yeni yılın ilk ayında sanatın her kesiminden imdat çığlıkları yükseliyor. Ortada henüz bir çözüm yok. Salgın hastalığın bitmesinden başka bir çıkış yolu görünmüyor. Salgın hastalıkla ilgili ise her gün yeni kara haberler yayılıyor. Sanat alanının geniş bir kesimi kafasını adeta kuma sokmuş felaketli sonu bekliyor. Durum ciddiyetini can yakıcı bir halde koruyor” görüşlerine yer verildi.
“Yeni yılın ilk ayında salgın hastalığın yarattığı kriz ortamı sanat alanına öldürücü darbeler indirmeye başladı. İşte Ocak 2021’de sanat alanının yaşadığı sıkıntılar”
“HOCAEFENDİMİZ” DÖNEMİ TEZGÂHLARI
OPERASYONUN DÜĞMESİNE “BASIN” BASTI
- Sokak sanatçısı İzinsiz, Kabataş’taki inşaat alanı çevresinde üzerinde Devrim Erbil tabloları bulunan panellere yaptığı çizimler ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “Devletin egemenlik alametlerini aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılanıyor. Sokak sanatçısı İzinsiz’in, Şubat 2020’de ressam Devrim Erbil’in Kabataş’ta yer alan bir reklam panosunda sergilenen İstanbul resminin üzerine, o dönem medyanın da gündeminde olan “yoksulluk nedeniyle gerçekleşen intiharları” konu alan bir iş yapması üzerine A Haber, Show TV, Akit, Takvim gibi medya kuruluşlarında “bir garip provokasyon” gibi başlıklarla haberleştirildikten sonra 5 kişi gözaltına alınmış; İzinsiz ise tutuklanmış ve bir süre Silivri Cezaevi’nde tutulduktan sonra tahliye edilmişti. İzinsiz hakkında bu işten dolayı “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama” (TCK 300); daha önce yaptığı Erdoğan’la ilgili grafitiler nedeniyle ise “Zincirleme şekilde alenen cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamalarıyla dava açıldı. İzinsiz’in tutuksuz yargılanmasına devam ediliyor. Bir sonraki duruşma 25 Mayıs 2021 tarihinde görülecek.
ÇAMELİLİ YEREL SANATÇI TOMRUK İŞİNDE
- Denizli'nin Çameli İlçesinde tanınmış yerel sanatçısı Alper Çağdaş, pandemi nedeniyle düğünlerde mesleğini icra edemediği için ormanda çalışmaya başladı. Çağdaş, Çameli Orman İşletme Müdürlüğünden ekibi ile aldıkları tomruk işleme işinde hem çalışıyor hem de eğlendiriyor. Çalışma esnasında eline aldığı sazı ve davulu ile çalışma arkadaşlarını coşturuyor.
- İstanbul’un Kadıköy yakasında müzik çalışmaları yapan müzisyenler karşı karşıya kaldıkları durumdan yakınıyorlar. Korona günlerinden devlet ve hiçbir kurumdan destek göremediklerini anlatan sanatçılar durumlarını şöyle anlatıyorlar;
BİRÇOK ARKADAŞIM İSTANBUL’U TERK ETTİ
- Ümit Taşkıran: ‘Etkilendi’ hafif bir tabir... Yok oldu sanki... Eskiden kenarda köşede bir yerde yapabiliyorduk artık o da yok. Birçok arkadaşım İstanbul’u terk etti, kalanlar sigortalı bir iş bulup çalışıyor. Evde müzik yapmaya devam edenler sıkıldı. Genel olarak birçok kişi bunalıma girdi. Sektörde müzisyen dışında da bir sürü kişi var. Sahne arkası, rodi, tonmaister, hatta mekân sahipleri, orada çalışanlar hepsi bir anda silindi ve nasıl toparlanır bilmiyorum. Devlet bu sektörü yok saydığı için ödenek de çıkarmıyor…
YEVMİYECİLERİN HİÇBİR GELİRİ YOK
- Nurullah Evyapan: Bu sektörde yevmiye ile aylık maaş ile ya da çaldığı konser başına ücret alan insanlar var. Birçoğunun başka hiçbir geliri yok belki birikimleri de yok. Bu süreçte hepsi işsiz, parasız kaldı.
YA BİRLİKLERE ÜYE OLMAYANLAR!
- Üner Demir: Bakanlık 9 ay sonra bir açıklama yaptı. Bunun detayları açıklandı, proje olarak MSG, MÜYORBİR, MESAM ve diğer meslek birlikleri üzerinden proje sunulacakmış. Her birlik kendi projesini yapacak ve 1000’er lira gibi bir para alacak. Görünen o ki tek seferlik yapılacak bir şey ve işin komik kısmı buralara üye olmayan müzisyenler de var. Onlar da Yunus Emre Kültür Merkezi üzerinden ses kaydı atarak projeden faydalanabilecekler. Meslek birlikleri müzisyenlere destek olmak adına bu durumu kabul ettiler ama şöyle bir sıkıntı da var: İstenilen maddeler küçük düşürücü…
TEK YAŞADIĞIM İÇİN ŞANSLI HİSSEDİYORUM
- Sema Mesin (Semoke): Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından pandemi süreci boyunca toplamda 2 bin lira destek alabilenlerdenim. Elbette bu miktar benim bir aylık ev kiramı ve faturalarımı bile karşılamak için yeterli olmadı. İstanbul gibi bir şehirde kiracı olan tanıdığım herkes, zaten kazandığı paranın yüzde 80’ini kiraya yatırıyor. Hayat pahalılığına bir de işsizlik eklenince durumun ne kadar içler acısı olduğu ortada. Tek yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Aile geçindiren biri için bu süreci düşünemiyorum bile. İstanbul Büyükşehir Belediyesinden bir kereye mahsus gıda yardımı aldım. Ayrıca içinde altı yüz TL olan market yardım kartından da faydalandım..
BORÇLANARAK YAŞIYORUZ
- Tiyatrocu Ersin Umut Güler, kendi durumundan yakınırken tüm tiyatrocuların yaşadıkların tarif ediyor: Mart ayıyla beraber faaliyetlerimiz durdu. İstanbul, şehir dışı ve yurt dışında toplamda 35 civarı oyunumuz iptal edildi. O günden bu yana geçen sezonlardan devam eden Kürklü Venüs, Joko’nun Doğum Günü, Kapıların Dışında adlı oyunlarımız ve 27 Kasım’da 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında dünya prömiyerini yapan, 30 Kasım’da ikinci kez oynayan Gomidas adlı oyunumuzla sadece 7 kez sahneye çıkabildik. Tiyatromuz sekizinci yılına yaklaşırken başta Kültür Bakanlığı olmak üzere bugüne kadar hiçbir şahıs ve kuruluştan tek kuruş maddi destek almadı. Sahne emekçileri olarak borçlanarak yaşamaya çalışıyoruz.
BAKANLIKTAN PROJE ŞARTIYLA 1000 TL DESTEK!
- Pandemi döneminde ekonomik sıkıntı içerisinde olan müzisyen, müzik emekçileri, yorumcu ve eser sahiplerini kapsayan bir proje planladıklarını ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Sanatçıların projeler 30 Aralık’a kadar bakanlığımıza iletilecek ve ocak ayı itibarıyla projede yer alan müzisyen, müzik emekçileri, yorumcu ve eser sahiplerine ödemelerini yapmaya başlayacağız. Seyyanen kişi başı bin lira net ödeme olacak. Toplamda da 20-30 milyon civarında proje bedeli olacak" ifadelerini kullandı. Bakanlığın bu açıklamasına sanatçılar tepki gösterdi.
DİLENCİ KONUMUNA İZİN VERMİYORUM
Ayna Grubu'nun solisti Erhan Güleryüz, söz konusu yardım projesinin dilencilik olduğunu söyledi. Güleryüz, “Canım Bakanım, sen bana bir video gönder ben sana 1000 lira göndereyim. Ben 40 yıldır müziğe hizmet ediyorum. Atanmış bir insanın beni dilenci konumuna koymasına izin vermiyorum. Biz toplayıp para gönderelim, zaten halktan para toplamayı biliyorsunuz” dedi.. :”Proje karşılığı tek sefer 1000 TL desteği protesto ediyorum. İdris Naim Şahin vardı hani bir zamanlar içişleri bakanımızdı. Ziyaret ettiği bir yerde, bakanın geldiğine sevinen bir yurttaşa 'takla at da sevindiğini görelim' demişti hani. Yardım için takla atmayacağım. Atmayacağım!"
PARAYLA ÖLÇÜLECEK DEĞERİMİZ YOK
- MÜYORBİR (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Şeşen, ”Müzisyen arkadaşlarım şurada yanılgıya düşüyor. Bizim değerimiz bin lira mı? Hayır, beş bin lira verse beş bin lira mı? Bizim zaten parayla ölçülebilecek bir değerimiz yok. Sanatçının fiyatı olmaz” dedi: “…Bizim zaten parayla ölçülebilecek bir değerimiz yok. Sanatçının fiyatı olmaz. Bunu bilsinler. 10 bin lira verselerdi kendimizi sanatçı mı hissedecektik? Bin lira yardımı alacağım zaten. İhtiyacım var. Bu ayıp bir şey değil. Bu benim ayıbım değil. Bu, sosyal devlet olmamanın ayıbıdır.”
BURSA KOZA HAN’DAKİ
UYGULAMA DURDURULDU
- Bursa’da UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Koza Han’da yer döşemeleri sökülüp yerlerine dokuya uygun olmayan Çin mermerlerinin döşenmesi tepkiler üzerine durduruldu. Koza Han’ın avlusundaki mevcut taşların da tarihi olmadığını söyleyen Mimar Seda Özen Bilgili, “Granit küp taşlar da buranın özgün döşemesi değil. İnsanlar o taşları da 600 yıllık sanıyor. Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir yer. Kaldırımların dikkatli düzenlenmesi gerekiyor. Bunun için kurulan kurumların kâğıt üstünde kalmaması lazım” dedi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Alinur Aktaş, geçtiğimiz günlerde yapılan tahribatla ilgili açıklamasında, avludaki baskı beton uygulamaların sökülüp tarihi dokuya uygun olarak yerine 550 metrekare doğal kırma granit küp taş uygulaması yapılacağını duyurmuştu…
BALE SPOR DEĞİL SANATTIR!
- Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Türkiye Dans Sporları Federasyonu 6-12 Mart tarihleri arasında 56 saatlik “bale antrenörlüğü” programı yapılacağını duyurmuştu. Bale Sanatçıları Derneği ise duruma tepki göstererek, “Bale spor değil sanattır” kampanyası başlattı. Kampanyanın başlamasının ardından bir açıklama yapan federasyon ise bale ve modern dans branşları kurslarının ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu.
BAŞVURDUK. SONUÇ ALAMADIK!
- Kültür Bakanlığı, pandemi nedeniyle tiyatrolar için bir dizi destek paketi önerse de bir tiyatroya bağlı olmadan sigortasız çalışan oyunculara ilişkin bir çözüm sunulmadı. Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu, 10 aydan bu yana yaptıkları başvurulardan bir sonuç alamadıklarını söyledi.
EMEKLERE KAMU KAYNAKLI GÜVENCE
- İsmini vermek istemeyen bir oyuncu, çözüm önerisi olarak şunları sunuyor: “Parası olan sanatı yapar’ anlayışından kurtulmak ve kamu kaynaklarından sanatı ve sanatçıyı desteklemek, daha düşük bütçeli özel tiyatroları ekonomik rekabet ortamı içerisine atmadan geliştirmek. Genç oyuncuları tamamen ayrı olarak tiyatro yapmaya ekonomik imkânlarla birlikte teşvik etmek ve emeklerini kamu kaynaklarıyla güvence altına almak.”