An gelmiyor ki mutlu olalım yüzümüz gülsün
Her sabah, yataktan kalktığımızdan itibaren o günü, yarın ne olacağını ve canım vatanımın çılgın ekonomisini düşünmeden yapamaz olduk
Herkesin psikolojisi, dengesi kaymış vaziyette
Bir şeylerin zorluğu her geçen gün gelen yeni, yeni zamlar vs. saymakla bitmeyen çile...
Gerçekten hayatımın bir yerine kadar en ufak bir olaya dahi şaşkınlık halinde bakarken, artık olan bitene hoppala paşam malkara keşan demekken başka bir şey gelmiyor içimden
Ama takdir ediyorum ki sistem çok iyi çalışıyor, vatandaşı enflasyona ezdirme, alım gücünü tamamen düşürme, döviz kurunu sabit tutacağım diye bunu yapılan zamlarla ve vergilerle vatandaşın sırtına yükleme.
Peki, nereye kadar!
Tabi ki Stagflasyon dönemine kadar o da eli kulağında fireni patlamış kamyon gibi üzerimize üzerimize gelmekte
Artık olanı biteni kabullenip zevk almaktan başka çaremiz yok gibi duruyor.
Bu kadar sorunun içinde boğulurken bir de unuttuğumuz ihmal ettiğimiz diğer yanımız var Sevmeyi sevilmeyi, mutlu olmayı hak eden buna özlem duyan tarafımız
Sanki bu yanımızı çıkarıp bir kenara gün gelirde bir ara alırız dercesine bırakmış gibiyiz. Hayalini kurmak gerekiyor sevdiğimizin, sevdiğimiz işin, sevdiklerimizin, ne varsa içimizi kıpırdatan heyecanlandıran ne varsa hayalini kurmak gerekiyor ki çünkü mutluluklar hep hayalle başlıyor
Yılmaz Abinin de dediği gibi...
Her şey yapılabilir bir beyaz kâğıtla
Uçak örneğin uçurtma mesela altına konabilir
Bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine
Bir beyaz kâğıda her şey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
Her şeyden bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim
Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla sen bana ışık ver yeter
Bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin
"İçinde benzetmeler olan" kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok
Uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yokuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kâğıt boşluğu her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım sever adım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır
Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır Sen öyle göz
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır
Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler
Sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler
Sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak
Bir beyaz kâğıda bakmaktır
Her şey olmaya hazır
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah'a inanmaktır