SALABİLSEK ÇAYIRA

Fatoş Özut Kırtay

Sussam çare değil...

Söylesem tesiri yok.

Ya dilimiz gavurca ya gavuristan bura...

Deveyi gütmek için var gücümle uğraşıyorum ama her yan hendek dolu.

Diyarı terk eylemek, bize yakışmaz...

Yazmak, veresiye defterine yazmak gibi manasız.

Hatta çok daha fazlası var manasızlıktan yana.

Haftaya alınma umudu var, en azından orada.

Tatlı, acı günler geçirdik dostlar, hakkınızı helal edin.

Konu komşular, sizlerden helal edin.

Çok sevgili ailem, helalleşelım, beni affedin.

Çocuklarım, gelin öpeyim sizi, belki göremezsiniz.

Gel benim yaşam yoldaşım, kalım var ölüm var!

Ne oluyor böyle dediğinizi duyar gibiyim.

Yine niye dellendi?

Uzun yolculuğa mı çıkıyorum?

Hayır!

Azrail mı geldi ziyarete?

Yok!

İntihara mı kararlıyım?

Hayır!

Nedir öyleyse, derdin ne yürek?

Koskocaman sirkte, palyaçoları seyretmek zor!

Palyaço olmak da her babayiğidin hakkı değildir ha.

Nedir kardeşim?

Nedir öyleyse nedir bu?

Kafamda deli sorular...

Onuncu köy de dolu tıka basa.

On birinci köy nerede usta?

Orayı bulamıyorum, yok mu bir insan tarif edecek?

Dostlar, okurlar, ahali, ey millet!

Helal edin hakkınızı.

On birinci köyü bulmaya gidiyorum.

Gelen ağa yanım sıra, gelmeyen, gelemeyene selam...

Ne yazdı şimdi?

Diye sormayın.

Cümle sonlarına bıraktığım, üç nokta var ya, keramet onda...

Açık açık yazsak da , yazmasak da sonuç ortada.

Değişmeyen tek şey değişim artık.

En uzunundan olsun ve hatta sonsuzluk işareti sonda.

Alın, gönlünüzce doldurun boşlukları.

Promosyon cümleleri esirgemedim.

Hadi promosyonu bol sayın üç noktaları.

Cömertliğim bugün bedava.

Not: 11. köy de dolu imiş!

Siz yine de u-mutlu kalma dirayetiyle kalın.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.