Sahip çıkmak

 

Ülkemiz, AKP’nin karanlık hedeflerine ulaşmak için uyguladığı sosyal, ekonomik ve siyasal politikalar yüzünden cehenneme döndü.

İnsanlarımız, AKP cehennemi yüzünden neredeyse nefes alamaz hale geldi ve önüne sürülen her şeye ‘evet’ diyerek kurtulma gibi ters bir yaklaşımı benimsedi.

İşte, tam da bu noktada, AKP’nin cehenneme çevirdiği ortamı geride bırakma mücadelesi verme gereğine işaret eden bir yapılanma sesini yükseltmeye başladı. O yapının adı Birleşik Haziran Hareketi. Kısaca HAZİRAN olarak anılıyor.

Bir umudu, ihtiyaç duyulan yeni bir kalkışmanın sözünü, sesini o yapıdan duymaya başlayalı daha bir diri olduk.

HAZİRAN, ihtiyaca denk düşen ‘’BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ’’ şiarı ile yeniden ve yeniden ülkeye sahip çıkma yolunda çağrılara yapıyor. İşte, o çağrılardan sonuncusuna ses verenler, Pazar günü İstanbul Kartal Stadyumu’ndaki buluşmada bir araya geldi.

"İktidarın istediği karanlıklar ülkesine inat laikliği, emeği, eşitlik ve özgürlüğü, halkların kardeşliğini, doğanın yeşilini savunuyoruz. Mezhepçi, ırkçı politikaların, iş cinayetlerinin, kadına uygulanan şiddetin, çocuk tacizlerinin, tecavüzlerin, her türlü hırsızlık ve talanın iktidarını reddediyoruz. Toplumsal hayatı dinsel esaslara göre kurgulamak isteyen mezhepçi anlayışa mahkûm olmadığımızı haykırıyoruz. Fetvalarla, gerici vakıflarla, dinsel kaidelerle donatılmış eğitim sistemine karşı çocuklarımıza sahip çıkıyoruz" metniyle çağrı yapılan etkinlikte, GEZİ ruhu ve direncinin halen dipdiri olduğunu gösterdi.

HAZİRAN'nın Yürütme Kurulu üyesi Erkan Baş, oradaki konuşmasında, "Bu ülkenin emekçilerini, devrimcilerini Birleşik Mücadelenin parçası haline getireceğiz ve ülkemizi bu iktidardan kurtaracağız" derken, umudun altını dolduran kararlılığı bir kez daha vurguluyordu.

O konuşmanın devamı ise şöyleydi:

‘’Birleşik Haziran Hareketi, bu ülkenin büyük bir çoğunluğunu oluşturan, mevcut iktidar tarafından yok sayılan milyonların sesini-gücünü birleştirmek ve bu güçle ülkemizin sürüklendiği karanlıktan kurtuluşu için kuruldu.

Bir tarafta ABD’nin, tarikatların, cemaatlerin, Ensar Vakfı’nın yetiştirdiği tacizciler, tecavüzcüler varsa, hırsızlar katiller varsa, bu tarafta devrimci hareketimizin tarihsel birikimiyle yetişmiş, Gezi barikatlarında kardeşleşmiş Haziran çocukları var!
Türkiye halkının, çoktan sonu gelmiş bu iktidardan derhal kurtulacak güce sahip olduğuna inanıyoruz. Yeter ki, korkmayın, yılmayın!’’

Evet,

Türkiye büyük bir hesaplaşmaya doğru gidiyor. Devleti eline geçiren malum güç, her türlü zoru, zorbalığı, baskıyı ve şiddeti kullanarak halkı teslim almak istiyor.

Baş’ın o konuşması da, buna işaret eder cümlelerle daha bir içerik kazanmıştı. Diyordu ki, ‘’Bu yüzden, artık önümüzde fazla seçenek yok! Ya çetelerin, tetikçilerin, katillerin ve onların hamiliğini yapanların yönettiği bir ülke olacak ya da bizler bu iktidara son vereceğiz!................’’
Bu ifadeler önemli. HAZİRAN çizgisi ve o çizgide adım atmak için yan yana gelenler tek kişi bile kalsa bu iktidara karşı kavgayı sürdürecek, görünen bu.

Bu, önemli bir değerdir. Bu değere sahip çıkmak gerekir. Ülkeye sahip çıkmak, yaratılan değerlerin bütünüyle talan edilmesine izin vermemek için fazla seçenek ve hamle kalmadığını görmeliyiz…