Ağız sağlığı genel vücut bütünlüğü için bir ayna görevi de görüyor. Son yapılan araştırmaların bu ifadeyi kanıtladığını açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Diş Hekimi Ayça Tarakçı, “Örneğin diş eti hastalıkları, bölgedeki dokuların enfekte olduğu ciddi bir sağlık sorunu. Enfeksiyon esnasında ağızdaki bakteriler kan dolaşımına karışarak vücutta da iltihaplanmaya yol açabilir. Araştırmalar diş eti problemlerine sahip hastaların, kalp krizi ve inme gibi hayatı tehdit eden durumlarla karşılaşma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Düzenli diş hekimi kontrolü ve iyi bir ağız hijyeni, bu ve benzeri riskleri azaltmanın en etkili yollarından biri” şeklinde konuştu.
DİŞ ETİ HASTALIKLARI KAN ŞEKERİNİ FIRLATABİLİR
Diyabet ve ağız sağlığının, birbirini doğrudan etkilediğini belirten Diş Hekimi Ayça Tarakçı, “Yüksek kan şekeri seviyesi, diş etini enfeksiyonlara karşı savunmasız hale getirir. Aynı şekilde diş eti hastalıkları da diyabetin kontrolünü zorlaştırarak kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Bu ilişki, diyabet hastalarının ağız sağlığını daha yakından takip etmeleri gerektiğini ortaya koyar” dedi.
AĞIZDA OLUŞAN BAKTERİLER KALBE KADAR UZANABİLİYOR
Ağızdaki enfeksiyonların kalp sağlığını da tehdit ettiğini söyleyen Dt. Ayça Tarakçı, “Diş eti hastalıkları sırasında oluşan bakteri ve toksinler, kan dolaşımına karışarak damar iltihaplanmasına yol açabilir. Bu durum, damar sertliği gibi ciddi problemleri tetikleyerek kalp krizi ve felç riskini artırabilir. Diş eti hastalıklarının tedavi edilmesi, kalp hastalıklarından korunmak için önemli bir faktördür. Bu nedenle düzenli ağız bakımı ve diş hekimi kontrolleri, kalp sağlığını korumak için de vazgeçilmezdir” dedi.
HİJYEN EKSİKLİĞİ RİSK OLUŞTURUYOR
Kötü ağız hijyeninin solunum yolu enfeksiyonlarının gelişmesine de zemin hazırlayabileceğinin altını çizen Dt. Tarakçı, “Özellikle kötü ağız hijyenine bağlı olarak diş ve diş eti arasındaki bölge, hastalık yapan mikroorganizmalarla dolu bir depo haline gelir ve bu mikroorganizmalar da zatürre gelişimine zemin hazırlar. Bu durum özellikle yaşlı bireylerde ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde daha belirgin riskler taşır. Bu basit kişisel bakım adımı, özellikle hassas gruplarda hayati bir fark yaratabilir” açıklamasında bulundu.