Ne desem az gelir köyüm için çocukluğum köyde geçti. Anlatmaya çalıştığım öykü hep sırada bekliyordu. Çocukluğumda kurduğum bir hayalimdir, okurlarıma iyi geleceğini düşünüyorum. Doğuştan gelen acayipliğim çeşitli şekillerde hayalimde de kendini gösterdi her çocuk gibi bende kuran kursuna gittim. Bende köyün dükkanına yumurta verip akide ve üzüm aldım köpeklerim kedilerim kuzularım oldu. İlk hayalimi de köyümde kurdum. On üç yaşındaydım; ilk hayalim ağa olmaktı. Yüzlerce dekar arazim yüzlerce koyunum kuzum atım, itim önümde emirlerimi bekleyen adamlarım gittiğim her yerde herkesin bana saygı gösterdiği bir hayaldi. Çocukluğumda bu hayali kurmama neden olan ağaları, beyleri anlatan dinlediğim onlarca hikaye ve öykü vardır. Hele beynimin içinde kafasında fötr elinde kamçı sırtında kalın palto olan ağaların silüetleri var. Benim köyümün de ağaları da olmasa zenginleri vardı. Onlar köylülerin toplanma yerine geldikleri zaman herkes onlara saygı gösterir yer verirdiler. Bu durum beni çok etkilerdi. Köyümün ağalarından biriside benim dedemdi. Kendime hep köylülerin bu birkaç adama neden bu kadar saygı gösterdiklerini sorardım. Bu sorumun cevabını ancak yirmi yaşımda gurbette öğrendim. Elbette ki bu sorunun cevabını Yaşar Kemal’in dünyaca ünlü romanı İnce Mehmet vermişti. Bu romanı ilk okuduğumda önce kendimden sonrada tüm ağalardan beylerden nefret ettim. Bu nefretimi Prometheus’un ateşi çalma öyküsü daha da pekiştirmiştir. Ağalığın beyliğin ne kadar kötü olduğunu ünlü Rus romancısı Tolstoy’u tanıyınca daha da iyi anladım. Bilenler bilirler Tolstoy bir konttur. Asiller sınıfındandır. Büyük dedesi Çar birinci Nikolay’a hizmet etmiş Çar’da ona çok verimli ve büyük topraklar vermiş. Rusya’da ki tüm topraklar Çar’ın olduğu gibi halkda Çar’ın hizmetkarıdır. Tolstoy bu adaletsizliğe kırk yaşından sonra ancak karşı çıkabilmiş. Tolstoy’un bu hikayesini Rosamund Bartlett Tolstoy isimli eserinden öğrenebilirler. Her ne kadar Dostoyevski’yi ve Tolstoy’u ve de Gogol’u sev semde bana güzel ülkemi tanıtan sevdiren Yaşar Kemal’dir. Çünkü ben bir vatan severim, halk severim ağa hayalini kurdum ya yoksul olmak kolay mı sanıyorsunuz? İnce Mehmet, Zalim Abdi ağanın tüm zalimliğini anlatır. Okuyun da anlayın çok merak ediyorum bu ülkede Yaşar Kemal’i kaç kişi okumuştur. Abdi ağanın halka yaptığı zulmü kaç kişi biliyor. Sağlığında önemini anlamadığımız yüzlerce aydınımız yazarımız ozanımız şairimiz gibi Yaşar Kemali’de anlamadık. Zamanımızı değerlendiremiyoruz. Zaman çok önemli hayat zaman üzerine kurulmuştur. Okumadığımız için çoğumuz ağzımızı sadece evet ve hayır için açıp kapatıyoruz neye hayır neye evet dediğimizi çoğumuz düşünmüyoruz. Tolstoy’un İnsan Ne ile Yaşar isimli bir eseri var. Aç gözlü bir köylüyü anlatır. Köylü hem başka bir köyde bir ağanın isteyenlere karşılıksız toprak verdiğini duyar ve oraya gider. Ağa’nın ona verdiği şartlar var. Köylü bu şartları yerine getiremez ve bir yerde düşer ölür. O bey oraya gelir köylünün cenazesini kaldıranlara bir insana bu kadar toprak yeter mezarımız kadar toprak hiç kimse fazlalık biriktirmesin. Giyecek kadar elbise yetecek kadar yiyecek barınabilecek kadar ev vs vs