68 kuşağının serpilip gelişmesi 1951 yılında tutuklanan Ruhi Su’nun yeniden sokakla ve gençlik hareketiyle buluşmasını da sağlamıştır. Birçok türküsü eylemlerde ve mitinglerde seslendirilir. Özellikle “Olur mu böyle olur mu / Kardeş kardeşi vurur mu / Kahrolası diktatörler / Bu vatan size kalır mı” uyarlama türküsü 1960 darbesi sonrası dönemin simge türkülerinden biri olur. Yine “Kanlı Pazar” için yazdığı “Ellerinde pankartlar / Gidiyor bu çocuklar / Kalkın ayağa, kalkın / Gidiyor bu çocuklar” türküsü de bunlardan biridir.
12 Mart Darbesi’nin cezaevlerinde Ruhi Su türküleri söylenir. Özelikle “Sayılmayız parmak ile / Tükenmeyiz kırmak ile” sözlerine sahip “Zahit Bizi Tan Eyleme” bunların başında gelir.
1970 yıllar Türkiye işçi sınıfının tarih sahnesine güçlü çıktığı yıllardır. Sendikal haklar kazanılıyor, sayısız grev ve direnişlere imza atılıyordur. Ruhi Su ise 1977 yılında yayımladığı “El Kapıları – Sabahın Sahibi” plağında emekçilere söyle sesleniyordur. ‘’Annem beni yetiştirdi / Halkı uyandır dedi / Halk olmadan bir şey olmaz / Halkı uyandır dedi /Bu kavga halkın kavgası / Halkı uyandır dedi / Yoksul halkı emekçiyi / Kaldır uyandır dedi.” 1979 yılında yayımladığı “Semahlar – Çocuklar, Göçler, Balıklar” albümünde ise “benim Kâbe’m insandır, sevidir, emektir” diyor ve ekliyordu, “Kuran da kurtaran da emekçi, insanlardır”.
12 Eylül darbesi toplumun üzerinden silindir gibi geçip binlerce insanı uzun yıllar yatacağı cezaevlerine tıkarken Ozan’ın daha önceleri yorumladığı halk türküsü “Drama köprüsü” cezaevlerine bir selam gönderiyor, dışarıda kalanlar içeride olanlara bu türkü ile sesleniyordu. “At martini de bre Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda Hasan, dostlar dinlesin”.
12 Eylül darbesinden sonra Ruhi Su yakalandığı prostat kanserinin tedavisi için yurtdışına gitmek ister. Fakat pasaport başvurusu reddedilir. Dünyanın önemli sanatçıları imzalı mektuplarla, Kültür Bakanlığı’ndan Ruhi Su’nun yurtdışında tedavi edilebilmesi için pasaport verilmesine aracı olmasını ister. Uzun uğraşlar sonucu Ruhi Su’nun “tedavi” amaçlı olarak ve “yalnız bir defaya mahsus olmak üzere” yurtdışına çıkmasına izin verilir. Fakat artık çok geçtir. Ruhi Su 20 Eylül 1985’te hayata veda eder.
Dünyaya gözlerini yetim ve öksüz açan, akrabalarını hiç tanımayıp kimsesizler için kurulan yatılı okullarda okuyan ve ömrü boyunca zorluklarla geçmiş hayatına rağmen asla umutsuzluğa teslim olmayan, mücadele etmekten ve türkülerini söylemekten vazgeçmeyen bu Ozan, yaşamanın özetini “Ezgili Yürek” şiirinde şöyle anlatır:
‘’Hangi taşı kaldırsam / Anamla babam / Hangi dala uzansam / Hısım akrabam / Ne güzel bir dünya bu / İyi ki geldim / Süt dolu bir torbayla / Şöylece çıkageldim / Kime elimi verdimse / Döndürüp yüzümü baktımsa / Kısmet kapıyı çaldı / Kör pınara su geldi / Ben şakıyıp durdukça öyle / Gülün kokusu geldi / Bebesi olmayana / Bunalıp da kalmışa / Acılarla yüklü / Dargın yüreklere / Yetiştim geldim / İyi ki geldim’’
Bugün ozanın ölüm yıl dönümü. Anısı ve mücadelesine saygıyla, “İyi ki geldin”.