RÖNESANS'TAN AYDINLANMA'YA

Cengiz Akgün

Avrupa'nın orta çağ karanlığından sıyrılarak modern çağa adım atışının en önemli kilometre taşları olan Rönesans ve Aydınlanma, sadece Avrupa'yı değil, tüm dünyayı derinden etkileyen iki büyük düşünce akımıdır.

Bu iki hareket, insanlığın bilgi, sanat, bilim ve felsefe alanlarında devrim niteliğinde ilerlemeler kaydetmesini sağlamış, aynı zamanda toplumsal ve siyasal yapıların da kökten değişmesine yol açmıştır.

Rönesans ve Aydınlanmayı özetle anımsayalım.

Rönesans: Yeniden Doğuşun Işığı

  1. ve 16. yüzyıllar arasında İtalya'da doğan Rönesans, antik Yunan ve Roma kültürüne duyulan hayranlıkla birlikte, insan merkezli (hümanist) bir dünya görüşünün yükselişini simgeler. Sanat, edebiyat ve bilimde yaşanan büyük gelişmeler, insan aklının ve yaratıcılığının sınırlarını zorlamıştır. Leonardo da Vinci, Michelangelo, Rafael gibi sanatçılar, sadece sanat eserleriyle değil, bilimsel çalışmalarıyla da Rönesans'ın çok yönlü dehasını temsil etmişlerdir.

Aydınlanma: Aklın Zaferi

  1. yüzyılda doruğa ulaşan Aydınlanma, Rönesans'ın temelini attığı akılcılık ve bilimsel düşünceyi daha da ileri taşımıştır. Immanuel Kant'ın "Aydınlanma Nedir?" sorusuna verdiği "Aklını kendin kullanma cesareti göster!" cevabı, Aydınlanma'nın özünü en iyi şekilde özetler. Voltaire, Rousseau, Montesquieu gibi düşünürler, özgürlük, eşitlik, hoşgörü gibi evrensel değerleri savunarak, modern demokrasinin temellerini atmışlardır.

Türkiye'ye Etkileri: Batılılaşma Serüveni

Rönesans ve Aydınlanmanın etkileri, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden itibaren Türkiye'de de hissedilmeye başlanmıştır. Özellikle 18. yüzyılın sonlarından itibaren başlayan Batılılaşma hareketleri, bu iki düşünce akımının Türkiye'deki yansımaları olarak değerlendirilebilir.

  • Tanzimat Fermanı (1839) ve Islahat Fermanı (1856): Bu fermanlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda hukukun üstünlüğü, eşitlik, özgürlük gibi Aydınlanma düşüncesinin temel ilkelerini benimseme çabalarını göstermekteydi.
  • Meşrutiyet Dönemi (1876-1918): I. ve II. Meşrutiyet dönemleri, Osmanlı'nın parlamenter sisteme geçiş denemeleri ve halkın yönetime katılımı açısından önemli bir adımdır.
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1923): Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Aydınlanmanın akılcılık, bilimsellik ve laiklik ilkelerini benimseyerek, modern bir ulus devlet olma yolunda önemli adımlar atmıştır.

Rönesans ve Aydınlanma, Avrupa'nın ve dünyanın kaderini değiştiren iki büyük düşünce devrimidir. Türkiye'nin Batılılaşma serüveni de bu iki akımın etkisiyle şekillenmiş, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri bu düşünceler üzerine inşa edilmiştir.

Sonuç olarak, geldiğimiz noktada ise ülkemiz geçen on yıllar içinde karşı saldırılar sonucu Cumhuriyetin ve demokrasinin birçok kazanımının yerle yeksan edildiği bir evreyi yaşamaktadır.