Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AKP Gölcük İlçe Teşkilatı’nın danışma meclisinde muhalefete atar gideri sürdürdüğü aralıkta bir AKP’li ayağa kalkarak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu için, “Bu ülke mal Kemal’a temsil edilemez” dedi…
Pozitif ayrımcılığa tabi yurttaş.
Ola ki Millet İttifakı içi/dışı herhangi bir muhalefet partisinin toplantısında bir parti üyesi, aynı sözü Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atfen ama AKP Lideri Erdoğan’a kastla söyleseydi dahi, Cumhurbaşkanı’na hakaretten ya gözaltındaydı, ya tutukluydu.
Ya da sosyal medyada benzer paylaşım takip edip siyasal İslamcı vahşi kapitalizmin nimetlerinden cukka yapan hukukçu, dava açılmaması için zanlıyla pazarlığa otururlardı.
Aslında girizgahtaki ilk paragrafın bittiği yere kadar süreç işi gidiyor. Büyükakın her ne kadar partisinin ilçe teşkilatında siyaset yapıyor haldeyse de aynı zamanda Büyükşehir’in başkanı..
Sonrası fiyasko:
“Bizim siyasetimiz aynı zamanda ahlak siyasetidir. Biz üslubumuzla fark yaratırız. Biz onlar gibi olmadan da siyaset yapmaya devam edeceğiz. Onlar hangi üslupsuzluğu yaparsa yapsın laflarını iade edip vizyonumuza devam edeceğiz inşallah.”
Cümleyi hiç olmazsa kendi partisi değil siyasetin geneli üzerinden kursa gene amenna.
Ancak özellikle ilimiz basınında kimi köşe yazarlarının yazıları hatta bazı haber başlıklarına kadar yansıyor..
Bir Tahir Hoca teranesidir, yakıştırmasıdır gırla gidiyor.
Büyükakın camiamızın kimi mensupları tarafından kendisine takılan o payenin biraz olsun hakkını vermeli.
İbrahim Karaosmanoğlu da hocaydı, üstelik mesleği öğretmenlik idi ve hatta yanılmıyorsam din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği yaptıydı.
Özellikle seçim dönemlerinde hemi de halkın parasıyla yapılan seçim propagandalarında ahlak abidesi falan gösterildi de bir küfürbaz babası idi.
Kendi ailesinde ahlaklı evlat yetiştirmekten aciz birinde de çok dinledik “ahlak” masallarını..
Yine meselenin özüne dönünce..
İmam bir şey yaparsa cemaat başka bir şey yapar derler.
Gölcük’teki vakada cemaat yine de ilham aldığı, “Reis” diye tanımladığı imam kadar abartmamış ahlaksızlığı. “Mal” diyerek kıvamında bırakmış.
“Bizim siyasetimiz aynı zamanda ahlak siyasetidir. Biz üslubumuzla fark yaratırız…” diyen Tahir Büyükakın; ona ne şüphe ki AKP Gölcük İlçe’nin danışma meclisinde ama şahsına ama kürküne hürmetten çılgınca alkışlanmıştır, şüphesiz..
Dilovası Danışma Meclisi’nde Burak Fidan’ın nikahından sebep tanık olamadı ama kendisinden sonra konuşan AKP Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman da aynen alkışlandıydı..
Kanserden ölüm vakalarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğu Dilovası için, “Kocaeli’nin en iyi ilçesi” derken..
Büyükakın’ın AKP Gölcük İlçe Teşkilatı’nda kuvvetle muhtemel alkışlandığı o çıkışının toplumun en az yarısındaki karşılığı en kibar ifadeyle, “Ağam bizimle eğleniii”dir.
Sözün özü..
“Bizim siyasetimiz aynı zamanda ahlak siyasetidir…” diyen Büyükakın..
Siyasetiniz harbi öyle olsaydı, üyeniz o ahlaksızlığı yapmazdı. Acaba kimden ilham, kimden örnek aldı?
Memlekette ahlaki çöküntü elbette 2002 öncesi de vardı. Ancak kamuoyu araştırmasına falan gerek yok. Gözle görülüyor.
Ülkemizde özellikle 2007 sonrası hızla, AKP içinde Türkiye ortalamasının da üzerinde arttı..
Şayet AKP’li üyenin Kılıçdaroğlu şahsında bir siyasi parti liderine o hakaret, yaklaşım, alay ve sizin de ifade ettiğiniz gibi ahlaksızlığının sorumlusu başta Reis ve lideriniz Erdoğan olmak üzere iktidarınız değilse…
Erdoğan’a yönelik bilumum muhaliflerden gelecek her tür benzer ahlaksız yaklaşımın sorumlusu da Erdoğan’dır, bilemedin şahsınızdır diyorum…
Başka da bi’şi demiyorum..