Geçtiğimiz yıl yaşadıklarımız bu yıl yaşayacaklarımızın habercisi gibi görünüyor.
Geçmişe şöyle bir yolculuk yapalım, hafızalarımızı yeniden tazeleyelim.
Belediye otobüsünde şort giyen kadına tokat atan meczup ne demişti;
“kadın dediğin şort giymez” ...
İyi güzel de bu adamlar kadınların ne giyeceğine, nasıl güleceğine hatta kadının gülümsemesinden bile rahatsız oluyor.
Anlayacağınız bu şahsiyetler her şeyden tahrik oluyorlar.
Bir tiyatro oyunu adında “diktatör” ibaresi yer aldığı için yasaklanıyor.
Darıca’da yaşayan bir vatandaş köpeğe tecavüz ederken suç üstü yakalanıyor “cahilim” diyecek kadar uyanık ve kurnaz olduğu her halinden belli!
Bu güzelim ülkede her gün buna benzer bir kaç tane zalimce davranışla karşılaşmak mümkün.
Bir başka insan da çıkıyor “ne zaman bu kadar zalim olduk” diye dert yanıyor.
Herkes kendi bulunduğu kulvardan olayları değerlendiriyor ve toplumun nasıl bu denli kirlendiğini sorgulayabiliyor.
Günümüzde insanın iyiden, adaletten, nezaketten yana olması bir lütuf gibi kabul görüyor.
Oysa bir insanın iyi olması ayrıcalık değil.
İnsan olmanın gereği ve sonucudur!
İnsanın kendisi temiz değilse başka yeri nasıl temizlesin...
Herkes kendi evinin önünü artık süpürmüyor.
Ancak herkes kendi aklını, vicdanını temiz tutmaya özen gösterebilir.
Birileri bize iyi yapmışsın diye iyi olunmuyor...
Sadece 2018 yılının ocak ve şubat ayının ilk haftasında iş kazalarında 42 kişi hayatını kaybetti!
Tabiki bunlar bilinen iş kazaları bir de bilinmeyenler ve kayıtlara geçmeyenleri düşünün.
Son 15 yılda ülkemizde iş kazalarında hayatını kaybeden insan sayısı 20 binin üzerinde.
Bu rakam bizi Avrupa’da iş kazalarında birinci sıraya yerleştirdi.
Dünya’da ise üçüncü sırada yerimizi koruyoruz.
Kadın cinayetlerinde de iyi bir sınav vermiş değiliz.
Ocak ayında 28 kadın cinayete kurban gitti.
Hapishanelerde halen 235 bin tutuklu bulunuyor.
Bu kadar tutukluya rağmen hapishaneler yetmiyor.
Ülkemizin değişik il ve ilçelerinde 140 yeni hapishane inşa edildiği müjdesi veriliyor.
Bakar mısınız bol bol hapishane yapmakla meşgul olan bir ülke olduk.
Bir zamanlar ne söylüyordu bugün ki iktidar yetkilileri;
“bir okul bin hapishane kapatır”söylemlerini ne çabuk unuttuk.
Bu işin bir de tersini düşünün; bir hapishane bin okul mu kapatmış oluyor...?!
Nereden nereye geldiğimizi bir sorgulayabilsek sanırım nerede yanlış yapıldığını daha iyi görmüş veya öğrenmiş oluruz.