Türk Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şube Başkanı Kürşad Türkcan ve sendika üyeleri önceki gün Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasına destek için Eğitim-Sen Gebze Şubesi Başkanı Eylem Bahadır da katıldı. Basın açıklamasını yapan Türk Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şube Başkanı Kürşad Türkcan, “Kamuoyunun da malumu olduğu üzere Eğitim çalışanlarımız, yeni eğitim öğretim yılını umutsuzluk ile açmış, çözülmesi gereken birçok konuyu düşünür hale gelmiştir. Geldiğimiz süreçte, sorunların kamuoyunun dikkatine sunulması, haklı taleplerimize karşılık verilmesi elzem olmuştur. Eğitim çalışanları yeni eğitim öğretim yılına huzursuz ve mutsuz girmişlerdir. Bugün bu alanda, gelecek nesillerin mimarı öğretmenlerimizin ve diğer tüm eğitim çalışanlarının haklı taleplerini haykırmak ve içinde bulunduğumuz kaygı verici ortamın düzeltilmesi gerektiğini hatırlatmak için toplanmış bulunmaktayız.
“SORUNLAR BİR AN ÖNCE ÇÖZÜLMELİ”
Her yıl Eylül ayında verilen Eğitim Öğretime Hazırlık ödeneğinin en az 1 maaş tutarında olmasının yanı sıra, tüm eğitim çalışanlarına verilmesi öncelikli taleplerimiz arasındadır. Yine eğitim öğretimin sorunsuz bir şekilde devam etmesi için her türlü çabayı gösteren eğitim çalışanları, 3600 ek göstergenin kapsamı genişletilirken unutulmuş ve üvey evlat muamelesi görmüştür. Üniversite eğitimini tamamlamış bir eğitim çalışanının diğer üniversite mezunu çalışanlardan ayrı düşünülmesi haksızlıktır. Dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlarda görevli tüm çalışanların ve 1 Ekim 2008 yılından sonra göreve başlayanların da 3600 ek göstergeden yararlanması gerekmektedir. Sözleşmeli olarak çalışan tüm eğitim çalışanlarına verilen kadro sözü geciktirilmeden hayata geçirilmeli ve tayin, terfi gibi sorunları da bir an önce çözülmelidir.
“DAHA FAZLA GECİKTİRİLMEDEN YAPILMALI”
Öğretmenevleri konusu camiamızın önemli sorunlarından biridir. Maalesef birçok öğretmenimiz ülkemizin pek çok noktasında öğretmenevinde kalmak istemesine rağmen her defasında ‘yerimiz yok, odalarımız dolu’ cevabı ile karşı karşıya kalmaktadır. Kendi personeline kapılarını bu kadar kapatan başka bir kurum misafirhanesi yoktur. Geçtiğimiz günlerde milli eğitim bakanlığının açıklamış olduğu ‘öğretmenevlerinden tüm öğretmenlerin yüzde 50 indirimli yararlanması’ bizler açısından olumlu karşılansa da bu uygulamadan tüm eğitim çalışanlarının yararlanması hepimizin ortak düşüncesi ve talebidir. Bununla beraber yıllardır beklenen görevde yükselme sınavı daha fazla geciktirilmeden yapılmalıdır. Önemli konulardan bir diğeri, okullarımızın temizlik ve güvenlik görevlisi ihtiyacının kalıcı olarak çözüme kavuşturulmasıdır. Özellikle son yıllarda yapılan kısa süreli alımların okulların sorunlarına çare olmadığının bilinmesini istiyoruz.
“YAZILI OLARAK BEYAN ETTİK”
Sorumluluk alanlarımızda ve hemen hemen tüm ülke genelinde olan bir diğer sorunumuz, banka promosyon anlaşmalarıdır. Ekonomik tablo değişse de yapılan promosyon anlaşmalarında herhangi bir güncelleme yapılmamıştır. Tüm sendikaların sessiz kaldığı, sözleşmede imzası bulunan sözüm ona yetkili sendikanın suspus beklediği bir zamanda, Türk Eğitim Sen Kocaeli 2 Nolu şube olarak Mart ayında banka promosyon güncellemeleri için dilekçe vererek mücadelenin öncüsü olduk. Gebze İlçemizde verdiğimiz dilekçeye olumsuz cevap geldiğinde ise ilçemizden fesih taleplerini isteyerek, derhal fesih işlemlerinin başlatılmasını yazılı olarak beyan ettik. Öyle ki ilçe müdürlüğünce bankaya fesih işlemleri için gönderilen yazıda, sendikamızın vermiş olduğu dilekçeler ilgi gösterilmiş ve talebin yerine getirilmesi istenmiştir. Sorumluluk alanımızda bulunan ilçelerimizde banka promosyon güncellenmesi süreçlerinin her daim takipçisi olacağımızı, siz değerli meslektaşlarıma ve basın mensuplarına, buradan ilan ediyorum.
“GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR”
Bir diğer sorunumuz ise DYK kurslarının kapsamı ile ilgilidir. Öğrencilerimiz üniversitelerde sözel ve sayısal bölümlerin dışında yeteneğe dayalı bölümleri yani konservatuar, resim-sanat ve beden eğitimi meslek yüksekokulu gibi alanları da tercih etmektedirler. Türk Eğitim Sen Genel Merkezimizin müracaatında olduğu gibi bu branş gruplarında da dyk kursları açılmalı ve meslektaşlarımızın yetenekli öğrencileri ile daha çok ilgilenebilmesinin önü açılmalıdır. Hepimizin malumu olduğu gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat’ta kanunlaşarak yürürlüğe girmiş ve 12 Mayıs’ta yönetmeliklerinin ilanı ile birlikte birçok sorunu ortaya çıkaran bir süreç başlamıştır. Türk Eğitim Sen’in yıllardan beri karşı çıktığı ‘Sınavla Kariyer’ uygulaması yeniden karşımıza çıkmış, tecrübelerimiz ve önerilerimiz maalesef göz ardı edilmiştir.
“DEFALARCA DİLE GETİRDİK”
Bizler Türk Eğitim Sen üyeleri olarak 2005 yılından beri Kariyer Basamaklarında düzenleme yapılmasını, kıdeme dayalı bir sistemin oluşturulmasını defalarca dile getirmiş bir sendikayız. Dün ne söylediysek bugün de aynı noktadayız ve sözümüzün arkasındayız. Türk Eğitim Sen Genel Merkezi yönetmeliğin yayınlanmasından 13 gün sonra Danıştay’a dava açarak sınav başta olmak üzere bazı hükümlerin iptalini ve yürütmenin durdurulmasını istemiş olması da tavrımızın net göstergesidir. Öğretmenlik Meslek kanunu diye sunulup, içerik itibariyle sınav yönergesinden öteye geçmeyen, iş olsun diye önümüze konulan 2 sayfalık bu yasa öğretmenler nazarında’ bir meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Alanında ihtisas eğitimini tamamlayıp üniversiteden mezun olmuş, KPSS’de başarılı olmuş, mülakatı geçmiş, adaylık kaldırma sınavında yeterliliğini ispatlamış mesleğinde yılları geride bırakmış öğretmenlerimize, meslek hayatları boyunca bir kez dahi karşılaşmayacakları eğitimler dayatma ile verilmiştir.
“SINAVLA ÖLÇÜLECEK BASİT BİR İŞ DEĞİLDİR”
Eğitim ve öğretimin en önemli parçası olan üyelerimiz elbette eğitim verilmesine karşı değildir ama mesleki eğitimin bizatihi kendisi olan öğretmenlerimizin önlerine, 12 farklı branştan, yüzlerce sayfalık not ve düşük cümlelerle oluşturulan yüzlerce saatlik video bırakıp, eğitim adı altında tamamen ezbere dayalı bir sınavın içine çekmek, gelen haklı itirazlara da, korkmayın sınav kolay olacak, 70 alırsan maaşına zam yapılacak demek, öğretmenlerimizi incitmekten, onurlarını kırmaktan, itibarlarını zedelemekten başka bir işe yaramayacaktır. Öğretmenlik mesleği bilme değil bildiğini aktarma mesleğidir sınavla ölçülecek basit bir iş değildir. Kariyer basamaklarındaki amaç, öğretmenlik mesleğinin itibarını artırmak, öğretmenlerin yaşam şartlarını düzeltmek ise yıla ve kıdeme göre uzman ve başöğretmenlik verilerek sorun çözülmüş olacaktır.
“FİKRİMİZ DE 2005’TEN BERİ AYNIDIR”
Türk Eğitim Sen olarak teklifimiz de fikrimiz de 2005’ten beri aynıdır; Nitekim 8 Aralık 2021 tarihinde yine tam bu noktada, Hiç kimse meydanda değil iken bu düşüncelerimizi ifade etmiştik. Bugünde ifade ediyoruz, yarında ifade edeceğiz. ‘Meslekte 10 yılını dolduran uzman öğretmen, 20 yılını dolduran başöğretmen olmalıdır’ demiştik ve bu iş düzelene kadar da söylemeye devam edeceğiz. Eğitim çalışanlarının faydasına olan hiçbir konuda geri durmayacağız, mücadele etmekten yılmayacağız, baskılarla yıkılmadık, yıkılmayacağız. Başaracağız. Basın bildirimize Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.’ Sözleri ile son verirken; Türk Milleti’ni özgür, bağımsız ve muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak yeni nesillerin, öğretmenlerin eseri olacağını vurguluyor, Öğretmene, eğitim çalışanlarına verilen değerin, eğitime ve ülkenin yarınlarına verilen değer olduğunu da bir kez daha belirtiyoruz” dedi.
Haber: Hanifi SURUN