Prof. Dr. Ayhan Erkol, "Hipertansiyon, kalbimiz çalışırken atardamar duvarlarında oluşan basınca verilen isimdir. Hipertansiyon, sistolik kan basıncının 140 mmHg, diyastolik kan basıncının 90 mmHg (yani büyük tansiyonun 14, küçük tansiyonun 9) ve üzerinde olması olarak tanımlanır" dedi.
Hipertansiyonun Belirtileri Nelerdir?
Prof. Dr. Erkol, hipertansiyonun çeşitli belirtilerle kendini gösterebileceğini belirterek, "Hipertansiyon, baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görme, halsizlik, yorgunluk, huzursuzluk, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, burun kanaması, kulaklarda çınlama ve sık idrara çıkma gibi belirtiler verebilir. Ancak, birçok kişide uzun süre herhangi bir belirti vermeyebilir. Hipertansiyon hastası olup olmadığımızı öğrenmenin en iyi yolu düzenli tansiyon ölçümü yapmaktır" dedi.
Hipertansiyonun Sebepleri Nelerdir?
"Genellikle hastaların %90-95’inde hipertansiyona sebep olabilecek altta yatan başka bir hastalık yoktur" diyen Prof. Dr. Erkol, "Hastaların sadece %5-10’unda hipertansiyona sebep olabilecek başka bir hastalık vardır" ifadelerini kullandı.
Kimlerde Hipertansiyon Gelişme Riski Yüksektir?
Prof. Dr. Erkol, hipertansiyon riskini artıran faktörleri şöyle sıraladı: "Aşırı kilo veya obezite, diyabet, sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, aşırı tuz tüketimi, aşırı alkol tüketimi, ailede hipertansiyon varlığı, stres ve gebelik hipertansiyon riskini artıran faktörler arasındadır."
Hipertansiyon Vücudumuzda Hangi Hasarlara Neden Olabilir?
Hipertansiyondan en sık etkilenen organların kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözler olduğunu belirten Prof. Dr. Erkol, "Hipertansiyon bu organlarda aniden veya uzun zaman içerisinde kalıcı hasarlara ve ölümlere yol açabilir. Kan basıncı değerleri tedaviyle normal sınırlarda tutulursa, hipertansiyon hastaları yüksek kan basıncının zararlı etkilerinden korunabilirler" dedi.
Hipertansiyon Nasıl Tedavi Edilir?
Hipertansiyon tedavisinin iki önemli ayağı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkol, "Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisidir. Yaşam tarzı değişiklikleri, hipertansiyon gelişimini önleyip geciktirebildiği gibi, ilaç tedavisi gereken hastalarda da ihtiyaç duyulan ilaç doz ve sayısını azaltabilir. Yaşam tarzı değişikliklerine dair başlıca öneriler: tuz tüketiminin azaltılması, sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz, kilo verilmesi, sigaranın bırakılması ve alkol kullanımının azaltılmasıdır. Bu değişikliklerin yeterli olmadığı veya tansiyon değerlerinin başlangıçta çok yüksek olduğu yüksek riskli hastalarda ilaç tedavisine de başlanmalıdır. Hipertansiyon ilaçları düzenli olarak kullanılmalı ve hekim önerisi olmadan kesinlikle bırakılmamalıdır. Hipertansiyon hastaları düzenli aralıklarla tansiyon ölçümlerini yapmalı, ömür boyu önerilen yaşam tarzı değişikliklerini uygulamalı ve reçete edilmiş ilaçları her gün düzenli kullanmalıdır. Hipertansiyon tedavisinde başarının büyük oranda hasta uyumuna bağlı olduğu unutulmamalıdır" şeklinde konuştu.