Pazar günü saatler 18’i gösterdiğinde, biz futbol hastaları için uzun bir sezonun son 90 dakikaya kaldığı ve Manchester City – Liverpool rekabetinin zirveye ulaştığı dakikalar başlamıştı. Manchester City, şampiyonluktaki rakibi Liverpool’dan 1 puan önde olmanın bir nebze “ şampiyonu kendilerinin belirleyeceği” gerçeği ile evinde Aston Villa ile karşı karşıya geldi. Kazanmaları halinde Liverpool’un Wolverhampton maçında aldığı sonucun bir önemi olmadan şampiyonluklarını ilan edeceklerdi. Kırılma anları ile dolu mücadelede öyle şeyler yaşandı ki, o gün sahada olan oyunculardan herhangi biri bir gün kitabını yazsa bu maçtan mutlaka bahsedecektir.
Maç Manchester City’nin dominasyonu üzerinden oynandı diyebiliriz. Aston Villa kalecisi Olsen’e maç boyu toplam 24 şut çekildi. Buna karşılık City kalesinde sadece 4 şuta izin verdi. Bunun yanıında 37. dakikada Lucas Digne’nin ortasına kafayı vuran Cash’ın bu aksiyonu Aston Villa adına da ilk şut girişimiydi. Manchester City, sahada Aston’la oynarken içeride birkaç Liverpool ajanı da vardı elbette. Belki de bu hikayeyi City taraftarları için daha da keyifli kılan biraz da bu noktadır. Aston Villa’nın teknik direktörü Steven Gerard, Liverpool’un yıllarca kaptanlığını yapmış efsane oyuncusu ve Coutinho da Liverpool’da yıldızını parlatmış, kulübe 135 milyon Euro gibi astronomik bir para kazandırarak transfer olmuş eski bir yıldızı. Bu nedenle bu maçta savunma direnci oldukça yüksekti ve bu City oyuncularını oldukça zorladı. Bu nedenledir ki ilk yarı sona erdiğinde rakip kaleye 9 şut çekmiş olan City bunlardan sadece 1 tanesinde isabeti sağlayabildi. İlk yarı istatistiğini bilerek verdim çünkü 2. yarıda oyuna giren Zinchenko sol bekten oyuna öyle bir katkı sağladı ki Aston Villa savunmasının sağ bölgesini kırdı. Dikine 22 pas veren Zinchenko, sahada kaldığı süre boyunca hiç top kaybı yapmadı. Aston Villa, Coutinho’nun kendi becerisiyle attığı golden sonra Etihad Stadyumu’na bir anda ölüm sessizliği çöktü. O anlarda Liverpool’un da bir türlü Wolverhampton karşısında öne geçememesi tek umutları oldu ve belki de sahadaki oyuncuları da diri tutan bu nedendi. Liverpool 90 dakika boyunca şampiyon pozisyonuna hiç geçemedi ve bu kendi oyuncularına stres yüklediği gibi City oyuncularına bir anlamda güven sağladı. 68’de oyuna giren İlkay, 76’da farkı 1’e indirince bir anda umutlar yeniden yeşerdi ve o kalkışmanın sonu inanılmaz bir geri dönüşle bitti. 5 dakikada gelen ve 2’si İlkay Gündoğan’a ait 3 gol ile Manchester City bir anda Aston Villa karşısında 3-2 öne geçti ve Pep Guardiola’nın öğrencileri Etihad’da şampiyonluğu perçinledi. Tottenham mağlubiyeti ile başlayan sezonun sonu City taraftarları adına güzel bitti. Son 5 PL sezonunda 4. kez şampiyonluğa ulaşmak Anadolu tabiriyle “her yiğidin harcı değil”. Ama son olarak şunu da eklemek isterim. Pep Hoca’mın ellerinde bir CL kupasını da görmek istiyoruz artık. Yapılan bu büyük yatırımın onun için de yeterli olması gerektiğini düşünüyorum.