Halkın Kurtuluş Partisi – HKP Gebze İlçe Örgütü, TMO Derince’deki patlamayı yazılı basın açıklaması ile kınadı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“07 Ağustos Pazartesi günü, Kocaeli İli Derince İlçesi sahil kesiminde saat 14.40 sıralarında, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nun Kocaeli Başmüdürlüğü liman silosunda çok büyük bir patlama meydana geldi. Patlamada üçü ağır olmak üzere 12 vatandaşımız yaralanmış, 60 silodan 13 silonun kuyusunda ve müştemilatı yapılarında hasar meydana gelmişti. Bugün basından öğrendiğimize göre, yaralılardan 20 yaşındaki Ekrem Kalkan yaşamını kaybetti.
PATLAMALAR OLABİLİRMİŞ
Patlamanın şiddeti öylesine büyük ki, Kocaeli’nin bir diğer ilçesi olan Körfez’den bile duyuluyor, sarsıntıyı oradaki vatandaşlar bile hissediyor. AKP’giller’in Kocaeli Belediye başkanı, milletvekili vb. düzeydeki görevlileri yaptıkları açıklamalarda, ‘Bu konunun uzmanlarıyla da yaptığımız görüşmede ve alanda yapılan teknik incelemede, buğday tozu sıkışması kaynaklı bu tür patlamaların olabileceği değerlendiriliyor’ diyorlar. Pişkinliği görüyor musunuz değerli halkımız? ‘Bu tür patlamalar normaldir, bu işin doğasında vardır’ demiş oluyorlar yani.
HANGİ EKSİKLER SEBEP OLDU?
Bu katliamın sorumlusu kim? Hangi kusurlar, hangi eksikler böylesine bir patlamaya sebep oldu? Sorumluların teşhir edilmesi, görevden alınması ya da istifa etmesi ise zaten AKP’giller iktidarında ölü gözünden yaş beklemeye benziyor.
Toz patlaması; havadaki partiküllerin yoğunluğu belirli bir sınırı aştıktan sonra, bir kıvılcım ve benzeri bir etki ile ateşlenmesi sonucu oluşan patlamaların genel adıdır. Katı maddelerden ortaya çıkan çeşitli vasıflardaki lifler, kırpıntılar ya da tozlar patlayıcı ortam oluşturabilmektedir Büyüklüğü kabaca 500 μm altında olan ve havada belirli bir zaman askıda kalabilen katı maddeler de toz kabul edilmektedir. Gıda sektöründeki başlıca patlayıcı tozlar; şeker Tozu, un, nişasta, süt tozu, kakao, hazır kahve tozları, baharat tozları, krema tozu örnek olarak verilebilir.
Toz patlamalarında; patlayıcı ortamın oluşabilmesi için beş farklı zincirin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bunlar; patlayıcı ortam (sınırlı alan), patlayıcı madde (gıda ve tarım ürünleri gibi organik maddeler, pestisit, pigment ve plastik gibi sentetik organikler, -Kömür vb), patlayıcı toz konsantrasyonu (havada asılı toz bulutu), patlayıcı ortamı ateşleyecek kıvılcım veya enerji kaynağı, hava (yeterli oksijen miktarı).
Gördüğümüz gibi, Derince’de yaşanan faciada yukarıda sayılan patlayıcı ortam koşulları oluşmuş durumdadır. Oluşan patlayıcı ortam ateşleyici bir kıvılcım, bir enerji kaynağı ya statik elektriklenme yüzünden patlamıştır.
Peki, patlayıcı ortamın oluşması ve devamında patlamanın meydana gelmesi kaçınılmaz mıdır? Yok mudur patlamayı önlemenin, patlayıcı ortam oluşmasının önüne geçmenin bir çaresi?
TEDBİR ALMAK ZORUNLUDUR
Elbette çaresi vardır. Hatta bununla ilgili AB Yönetmeliklerine dayanarak hazırlanan yönetmelikler de vardır ülkemizde. Bu yönetmeliklere uygun tedbirler alınması zorunludur.
Toz patlamalarından korunmada alınması gereken ilk tedbir, söz konusu ortamları birbirinden izole etmek ve patlama oluşumunu önlemektir. Ancak buna rağmen patlama oluşma tehlikesi varsa, işletmelerde bulunan tozların patlamasına sebep olabilecek elektrikli cihazlardan kaynaklı ark ve/veya kıvılcımlar, sıcak yüzeyler, sürtünme etkisi ile oluşan kıvılcımlar ve statik elektriklenme gibi etkileri önlemek gerekir. Örneğin kıvılcım oluşturmayan cihazların seçilmesi ve/veya bu tür cihazların izole edilmesi (exproof ünitelerin kullanımı) gibi önlemler alınmalıdır. Bununla birlikte, patlama etkisinin sınırlandırılması için işletmelerin patlamaya dayanıklı yapılarda bulunması gerekir.
30.04.2013 tarih ve 28633 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik” gereğince patlayıcı ortam oluşması ihtimali bulunan iş yerleri “Patlamadan Korunma Dokümanı” hazırlamakla, patlayıcı ortamın önlenmesi ve çalışanların korunmasıyla yükümlüdür.
Yönetmeliğe göre yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı kimyasalların bulunduğu tüm alanlarda patlayıcı alan ZONE (BÖLGE) hesabının yapılması gerekmektedir.
Değirmencilik sektörü, buğday siloları vb. toz patlamalarından en çok etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Gerek gıda ve gerekse yem sektöründe var olan sistem ve bileşenlere ait ATEX değerlendirmesi ve tasarımların ilgili mevzuata uygun hale getirilmesi iş sağlığı ve güvenliği açısından da yasal bir zorunluluktur. ATEX, “Atmospheres Explosives” kelimelerinin kısaltılmasıyla oluşan bir kavramdır. Temel olarak patlayıcı ortamlarda çalışan maddeleri ifade eder. Bu bakımdan değirmencilik sektöründe, buğday siloları ve taşıma ekipmanlarında kullanılan bileşen ve makinelerin tasarımlarının mevzuata uygun olması ve bu sistemleri kullanan son kullanıcıların da üreticilerden ATEX sertifikalı ürünleri talep etmeleri patlayıcı ortamlardan korunmak için zorunludur.
ÖNLEM ALINMAZSA PATLAMA KAÇINILMAZ
Demek ki patlayıcı ortamlar kader değilmiş. Buğday silolarında sıkışan tozun bomba etkisiyle patlayarak insanlarımızın canını alması kader değilmiş. Yukarıda sayılan tedbirler alınmaz ise, patlayıcı ortam oluşması önlenmez ise, patlayıcı tozların oluşabileceği işletmelerde patlamaya dayanıklı (exproof) ekipmanlar kullanılmaz ise, işte o zaman toz patlamaları kaçınılmaz oluyormuş.
AKP’giller’e soruyoruz, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nun Kocaeli Başmüdürlüğü’nde bulunan buğday siloları ve taşıma sistemleri için Patlamadan Korunma Dökumanı oluşturulmuş mudur? Dökümanda buğday tozunun patllayıcı özelliği ortaya konmuş mudur? Buna karşı alınması gereken tedbirler belirtilmiş midir? Bu tedbirler alınmış mıdır? Uygulanmakta mıdır?
AKP’giller İktidarı kamu kurumlarında işinin ehli teknik personel bırakmamıştır. Kamu kurumları bilgili ve donanımlı teknik uzmanlar yerine hiçbir bilgi ve deneyimi olmayan yandaşlarla ve yakınlarıyla doldurulmuştur. Kamu kurumlarının başına yine aynı şekilde yapılan işle ilgili hiçbir niteliği ve eğitimi olmayan Ortaçağcılar getirilmiştir. Böylece bu kurumlar işleyemez hale getirilmiştir. Buralarda ard arda facialar yaşanmaktadır.
Ayrıca aynı gün Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesinde Veliköy organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren bir kimya fabrikasında yangın çıktı. Yaralı ve can kaybı bulunmadığı bildirildi.
Gördüğümüz gibi, AKP’giller iktidarında gün geçmiyor ki, bir iş cinayeti yaşanmasın. Çünkü onlar vatan ve halk düşmanı oldukları gibi işçi düşmanıdır da. Parababaları İktidarının bekçiliğini yaparlar, o yüzdendir işçi düşmanlıkları.
Halkın Kurtuluş Partisi olarak, Kocaeli Derince Limanında yaşanan faciada yaşamını kaybeden işçi kardeşimizin ailesine başsağlğı ve sabır diliyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Yaşanan katliamı protesto ediyor, sorumluları kınıyoruz! Patlamanın sorumluları görevden alınmalı, yargılanmalı ve hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır.
Ülkemize, emekçi halkımıza ve işçi sınıfımıza Cumhuriyet tarihinin hiçbir iktidarı AKP’giller iktidarı kadar kötülükler, zulümler etmemiştir. Gelmiş geçmiş en kötücül iktidar olan bu AKP’giller’den kurtulmadığımız sürece iş cinayetleri de, iş cinayetlerinden de ölümler de son bulmayacak, her geçen gün daha da artarak devam edecektir.
Halkımız elbet birgün bizi anlayacak, tek gerçek kurtuluşun Halkın Kurtuluş Partisi saflarında mücadele etmek olduğunu görecektir. İşte o zaman cennet vatanımızda insana yaraşır bir yaşam hasıl olabilecektir.”
Haber Merkezi