PARADOKS

Fatoş Özut Kırtay
 
'Adalet ve adaletsizlik üzerine düşünelim bu hafta.
Hangi eylemlerle alakalı olduklarını, adaletin bu eylemlerin neresinde olduğunu ve
adaletle ilişkili olan hakkın da nelerin ortası olduğunu.
Sorarsak, hemen hemen hepimiz aynı sonuca ulaşan cümleler kullanırız.
Herkes, insanların adil olmalarını, adil davranışlarda bulunmalarını ve adil şeyler
istemelerine 'adalet'; aynı şekilde insanların adil olmayan yani haksız şeyler isteme ve
yapmasına da 'adaletsizlik' diyecektir.
Adaletsiz insan ne demektir?
Yasaya uymayan, çıkarcı  ve eşitliği gözetmeyen insanın adaletsiz olduğunda hemfikirizdir.
Tam tersi durumda ise, yani yasaya uyan ve eşitliği gözeten insan da adaletli diye tanımlanır.
Buradan, adaletli insanın çıkarcı olduğundan dolayı sadece iyilerle ilgileneceği çıkarımında
bulunabiliriz.
Ancak, şans ve şanssızlıkla  ilgili olan iyilerle ilgilenirler.
Bunlar kendi içlerinde hep iyidirler.
Kimisi için iyi olarak değerlendirilmeseler de...
Ama yine de bu olumsuz değerlendirmede bulunanlar, bu insanları isterler ve onların
peşinde koşarlar.
Onları bu davranışa iten güdü, çıkar denilen ego' dur..
Limbik yani sürüngen beyine hizmet ederler.
Yasaya uymamayı adaletsizlik olarak nitelendirebiliriz.
Bu bakış açısından, yasal olan şeyler haklı şeylerdir.
Yasalar ise yasama tarafından belirlenen kuramlardır.
Ki bunlara 'hak' denir.
Yasalar herkes içindir.
Toplumu oluşturan bireylerin her birinin ortak yararını veya yararlı olanı amaçlar...
Politik toplumlarda haklar, mutluluğu oluşturan şeylerden oluşmalıdır bu halde.
İnsanlarda olması gereken davranışlardır bu öğeler.
Adına erdem denir.
Ölçülü davranışlarda bulunmayı, kötülük yapmamayı emreder.
O halde, hak ve haksızlığın belirteci açık ve nettir.
Yasaya uygun olanlar, erdemin buyurduklarıdır.'
Ve şimdi soruyorum;
Hangimiz, ne kadar erdemliyiz?
Ne kadar adaletliyiz?
Lafa gelince, mangalda kül bırakmıyoruz.
'Mangalda kül bırakmama' deyiminin nereden geldiğini araştırmanızı rica edeceğim burada!
Eğitimli olduğumuzu gösteren terimlerle (!), süslediğimiz cümleleri bol keseden dağıtıyoruz.
Hak, hukuk, eşitlik, adalet diyerek.
Ne kadar adiliz?
Bu soruyu samimi olarak, sadece kendinize, kendinizleyken sorun lütfen.
Gerçi bu bağlamda, bir paradoks çıkacaktır ortaya.
Bu suali kendisine , her zaman sorabilen bir insan zaten erdemlidir.
Sormadığımıza göre (bakın kesin yargı kullanıyorum), hepimiz
çıkarlarına göre hareket eden, sürüngenlerdeniz...
Affola
(diyemeyeceğim).

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.