Dostoyevski biz hepimiz gogolun paltosundan çıktık diyerek hem bir jest yapıyor aynı zamanda da bir hakkı teslim ediyor çünkü gogol Rus edebiyatının temel taşıdır ondan sonraki bütün yazarlar gogolun izinden yürümeye çalışmışlardır Dostoyevski’nin öteki isimli eseri gogolun bir delinin hatıra defteri isimli eserinin takipçisidir palto gogolun en sevdiğim öykülerindendir bu ederi iyi anlamak için bence palto dediğimiz giysiyi iyi bilmek gerekir palto bizim ülkemizde bir dönemin çok önemli bir giysisiydi aynı zamanda kullanana iyi bir statü de kazandırırdı günümüzde o statüyü lüks arabalar pahalı saatler kazandırıyor paltoyu herkes alamazdı pahalı bir giysiydi köylerde köy ağaları kasabalarda tüccarlar ve devletin üst düzey memurları giyebilirdi bir kasabada ya da köyde zengini paltosuyla anlayabilirdik çok istediğim halde alamamışımdır yazıyı yazmadan önce Gebze’de bir gözlem yaptım palto giyenlerin sayısı 50,100 kişiyi geçmez bu insanların hepsi de karalı yada ardahanlıdırlar ülkemizde paltonun yerini lüks pahalı hatta moda olan montlar almış durumdadır değişim rüzgarı kendini giyimde de göstermiştir 50 yıl önce beğenerek giydiklerimiz yiyip içtiklerimiz isteyerek dinlediğimiz müzik sineme tiyatro bile farklılaşmış değişmiştir aynı değişim mimaride evlilikte aşkta da kendini göstermektedir 1800 yıllarında rusyada da palto çok önemli bir giysidir bu yüzden gogol bu palto isimli öyküsünü yazmıştır Rus edebiyatına paltoyu sokan ilk yazar gogoldur paltonun toplum üzerindeki etkisini bu öyküyle anlatmıştır keşke bizde de bir yazar çıkıp böyle bir eser yazabilseydi şimdi gogolun bu eserinin öykü kahramanı Akiyeviçin paltoyla olan ilişkisini anlatmaya çalışacağım siz okurlar da Rus toplumunda paltonun önemini anlayacaksınız Aki Akiyeviç devletin bir dairesinde evrakları temize çeken en alt kademeden bir memurdur öyküde anlatılana göre üstleri ona çok acımasız ve hatta insan yerine bile koymaz alaya alırlar buna çok üzülür ana elinden bir şey gelmez bu durum devletin üst düzey memurlarının seviyesini de göstermektedir böylesine cahil kibirli memurlar her toplumda olduğu gibi Türk toplumunda da vardır palto öyküsü uzun ve muhteşem bir öyküdür benim bu öyküden çıkardığım ders dönemin Rus halkının çalışan mamurlarının giydiği giyimin ne derecede olduğudur çünkü bu adamın ölümü paltosunun yüzündendir Akiyeviçin psikolojisini bozan ölümüne neden olan birlikte çalıştığı dairedeki mesai arkadaşlarıdır aslında kendisi de fiziki olarak öyle yakışıklı sözü sohbeti yerinde olan biri değildir sık sık hasta olmaktadır ve hastalığının nedenini eskimiş erimiş soğuklarda artık kendisini koruyamayan paltosuna bağlamaktadır tanıdığı bir arkadaşına bu durumu anlatır arkadaşı ona sana yeni bir palto lazım bu palto seni soğuktan korumaz tanıdığım bir terzi var seni ona götüreyim der ama akiyeviç yoksul bir memur olduğu için paltosunu tamir ettirmek ister gittikleri terzi paltoyu eline alır şöyle sağını solunu bir inceler bu tamir edilmez bu ölmüş elle tutulacak bir yeri yok ne dikiş tutar ne de yama bu sözler Akiyeviçin moralini bozar yeniden ısrar eder yapması için adam kaldırır paltosunu atar sevgili okurlar yoksulluk işte böyledir hiçkimsenin de tercih ettiği bir şey değildir boşuna dememişler yoksulun elbisesini yırtacağına kendisini dövün adam ağlamaya başlar böylesi durumda olan herkese ağlar yoksul olmayanlar bir eli yağda bir eli balda olanlar anlamazlar bunu neyse ki akiyeviç yeni bir palto diktirir bir gece geç saatlerde evine dönerken iki serserinin kötülüğüyle karşı karşıya kalır adamlar sırtından paltosunu alırlar kendisini de iyice bir döverler üç gün sonra da memurumuz aki akiyeviç ölür öykü de böyle biter