Dünyaca ünlü müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey (1842-1910) ( ile ilgili olarak karalama kampanyaları uyduruk bilgi ve belgeler ile kimileri tarafından kimi zaman "yanlı" ve "kasıtlı" arada bir devam ettiriliyor. Üstelik bu karalama kampanyasında tarihler, isimler ve kimi olaylar yanlış ve uyduruk olarak veriliyor.
Kamuoyu yanıltılmaya çalışılıyor.
Gebze ile özdeş olarak anılan Osman Hamdi Bey, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından dikkate alınmış ve saygı görmüştür. Nitekim 1933 yılında Atatürk, Eskihisar’da bulunan Osman Hamdi Bey'in köşkünü ziyaret etmiştir.
Bu ziyaret sırasında Osman Hamdi Bey ile ilgili olarak bilgi almıştır.
Osmanlı tarihine bakıldığı zaman birçok Paşa'nın devşirme, köklerinin gayrimüslim olduğu görülecektir.
Osman Hamdi Bey'in atalarının gayrim Müslim olduğunu ifade edenler (ki doğrudur) kimi paşalarında gayrimüslim olduğunu yüreklice dillendirebilir mi?
Sanmıyorum. Çünkü maksat farklı!
SANATÇI VE MÜZECİ
Osman Hamdi Bey'in ülkemize kültür ve sanat anlamında o kadar hizmeti vardır ki. 1881 'de Padişah Abdülhamid'in şahsî emriyle, eski eserler işlerini düzenlemek için Müze Müdürlüğü'ne getirilmiştir. İlk iş olarak, bir "Asar-ı Atika Nizamnamesi” hazırladı. Ülkemiz topraklarında yapılan kazılarda çıkarılan eserlerin yabancı ülkelere kaçırılmasını önüne geçmeye çalıştı.
Nemrut Dağı'ndaki kazılar bunlardan birisidir(1892).Adana'nın incirlik bölgesinde yapılan kazılarda, Hititlere ait yazılı levhalar bulunması, Osman Hamdi Bey'e bütün dünya da büyük ün kazandırdı.
2. Sayda kazısında dünyaca ünlü İskender'in lâhdi bulunmuştu. Osman Hamdi Bey'in arkeolojik çalışmaları daha çok Batı Anadolu'dadır. Aydınyörelerindeki kazılardan başka Milas ilçesi içinde Hakate Anıtı'nı kuşatan süslü, kabartma tirizler (1891-92), Aydın'da Tralles'de bulunan mermer heykeller, Diyana'ya bağışlanmış tapınak frizinin büyük bir bölümü ile daha birçok eseri ortaya çıkarmış ve Türkiye Cumhuriyeti müzelerine aktarmıştır.
Fransız, Alman, Yunan, İspanyol müzeleri, madalya ve nişanlarla Osman Hamdi Bey'i kutlamışlar, böylece Türkiye uluslararası üne sahip bir ressam, arkeolog, müzeci kazanmıştır. Birçok üniversite de kendisine doktorluk unvanı verdiği bilinmektedir.
Günümüze kadar hala devam eden eski eser kaçakçılığına "dur" diyen ilk sorumlu kişide yine Osman Hamdi Bey olmuştur.
GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİ'Nİ KURDU
1883'de Güzel Sanatlar Akademisi'ni kurdu. Bu arada, resim müzemizin altyapısını hazırlayan girişimleri oldu. Dünyaca tanınmış ressamların tabloların kopyalarını yaptırdı ve bunları, Türk ressamlarının eserleriyle birlikte Güzel Sanatlar Akademisi'nin büyük salonunda topladı.
Osman Hamdi Bey, Osmanlı hayatının renkli sahnelerini resimlerine almış ve bunları sanat sevgisinin sabrı ile ince ince bütün ayrıntılarına kadar işlemiştir. Resimde en küçük teferruat bile dikkatle ve gerçek renklerine uygun olarak resmedilmiştir.'' Okuyan Adam", "Silah Tüccarı", "Kaplumbağalı Adam","Şehzadebaşı Camisi Avlusunda Kadınlar" gibi tabloları, hem Osmanlı İstanbul'unun hayatını yansıtmakta, hem tarihî gerçek bir belge olacak kadar gerçeği yansıtmaktadırlar.