Uzunca bir süredir hep aynı sözleri duyar olduk.
“İki başlılıktan neler çektik”!
“Ayağımızdaki prangaları sürüye sürüye neler çektik”!
15 yıldır çok çektikleri için bu yüzden tek adam iktidarı istemleri gündeme gelmekte.
Böylece ülke sorunlarının çözüleceğini sanıyorlar.
Hiç bir sorun tek başına tek kişinin çözebileceği konu değildir.
Çağdaş ve medeni dünya tüm sorunlarını ortak akılla çözdü.
Ve çözmeye devam ediyor.
Devletin en küçültülmüş modeli ailedir.
Hepimiz aile içerisinde zaman zaman sorunlar yaşarız.
Kendi çözemediğimiz konuları aile meclisine taşırız.
Bu sorunların çözümü öyle tek başına babanın veya ailenin bireysel kararlarıyla hiç bir zaman başarıya ulaşmaz.
Baba çok iyi tüccar ve işadamı olması, çok para kazanması tek başına yeterli değil.
Eğer anne evin harcamalarını plansız-programsız yaparsa babanın eve ayırdığı bütçenin iki katı harcama yapınca sıkıntı yaşanır.
Bir de bu ailenin çocukları olduğunu düşünürseniz onlarda har vurup harman savurursa ailede ciddi sorunlar olur.
Yukarıda bahsettiğim konuların yaşanmaması için aile bireyleri yanyana gelerek birlikte kararlar alır düzenli ve huzurlu bir yaşam sürer.
Devlet ailenin en gelişmiş modeli olduğunu düşünürsek çok sesli, farklı düşünce ve önerilerin konuşulduğu bir mecliste hatalar daha az olur.
Bu yüzden tek kişinin yönetiminde yanlışlar ve hatalar kontrol dışında kalır.
35 yıldır bu ülkede siyasetçiler büyük yanlışlar yaptı.
Siyasi partiler tek kişinin kontrol ve denetimine sokuldu.
Tek kişi herşeyi belirler güce ulaştı.
Sonuçta tek kişinin vermiş olduğu denetimsiz, kontrolden uzak kararlar önce siyaseti işlevsiz hale getirdi daha sonra tüm güçler tek adamın kontrolüne geçti.
Şimdi elbirliği ile gelmiş olduğumuz bu fiili durumu ortak akılla düzeltmek zorundayız.
Bu hatalı durumu eleştiren, yanlışlıkları toplumun önüne sergileyen gazeteciler ve toplum bilimciler siyasetin her dönem hedef tahtası olmuştur.
Halbuki gazeteci siyasetçinin rakibi değildir.
Hiç bir zaman da olmamıştır.
Aksine siyasetin hatalarını söyleyen kamu görevlisidir.
Ülkemizde ve gelişmiş dünyada başarılı şirketler para vererek şirketlerini ombudsman kuruluşlarına denetim yaptırırlar.
Çünkü şirket yöneticisi kendi hatasını kolay kolay görmez.
Bu yüzden dışardan objektif bir gözlemle yanlışlıkları ve hataları tespit ettirir.
Bahsetiğimiz konunun ismi demokrasidir, ortak akıldır.
Bugünlerde ortak akla çok ihtiyacımız var.