Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Onur Hamzaoğlu sanayi şehri olan Dilovası’nda bilimsel bir araştırma yapmış ve yapılan bu bilimsel çalışma kamuoyuyla paylaşılmıştı.
Bu araştırmanın en çarpıcı örneği Annelerin sütünde ve bebek dışkılarında ağır metallere rastlanmıştı.
Bu ürkütücü bulgular karşısında hızla önlem alması beklenen yerel ve merkezi iktidarlar tam tersi bir tutum alarak “araştırma sonuçlarının halk arasında panik yaratmak amacıyla kullanıldığı” iddiasıyla Prof. Onur Hamzaoğlu’na karşı çok yönlü bir saldırı başlatılmıştı.
Elbette Onur Hoca’nın bu kadar hedef haline gelmesi boşuna değildi.
Çünkü yerel basında çıkan haberlere göre Güney Koreli bir şirketin Kocaeli’nin ova niteliği taşıyan arazisinin tam ortasında yeni bir demir çelik fabrikasına izin verilmiş olmasıydı.
Kocaeli Havzası ve özellikle Dilovası bu ölçüde tehlikeli bir kirliliğin içerisinde iken yeni bir fabrika, bir çevre felaketine davetiye çıkartmaktır.
Yerel yöneticiler, merkezi iktidar ve üniversite yönetimi bu nedenle yapılan bilimsel araştırmanın sonuçlarını karalamak için karşı kampanya başlattı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu dönemin milletvekilleri bu gerçekleri karalamak için hakaret dolu açıklamalarda bulundu.
Böylece bir bilim insanı Galileo’dan 400 yıl sonra ama tıpkı onun gibi, vardığı bilimsel sonuçlardan vazgeçmeye zorlanıyor olmasıydı.
Vazgeçmediği için de baskı altında tutulmaya çalışıldı.
Bu karalama kampanyası sonrası Hamzaoğlu, akademik özgürlük mücadelesinin simge si haline geldi.
Bilim insanı tarafsız olamaz, çünkü kötü sonuçları değiştirmek ve ortadan kalkmasına yardımcı olmak gibi sorumluluğu vardır.
Onur Hamzaoğlu’nun bilimsel çalışması kitap haline dönüştüğünü öğrenince son derece mutlu oldum.
Bu topraklarda paranın ve gücün esiri olan sözde bir çok bilim adamı vicdanlı olmanın sonuçlarını öğrenmiş oldu.