Onların gündemi farklı

 

 

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da gerçekleşen G-20 Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesini açıklarken, ‘’G-20 Zenginler Kulübü değildir’’ demiş.

İyi de, gündeminde yoksulları ve dünyadaki adaletsiz gelir dağılımını ilgilendiren tek bir madde yok ki ?

Hangisi doğru, sonuç bildirgesi mi, Erdoğan’ın sözleri mi ?

G-20 üzerindende mi aldatılacağız ?

G-20 sonuç bildirgesinin en önemli başlığı ‘’Suriye’de Esad döneminin sona erdiği’’ne ilişkin cümleler. Deniyor ki, "Kendi halkını katleden Esed’in Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz. Esed bu şansını çoktan kaybetmiştir. Unutulmamalıdır ki, Suriyeli mülteciler DAİŞ’ten ve Esed rejimini devlet teröründen kaçıyor…………….."

İyi de, buna karar verecek olan Suriye halkıdır. Tabi ki, oradan kaçanlar değil, orada kalıp hayatı direnerek yeniden örgütleyenlerdir.

Hal böyleyken, Suriye’nin içişlerine müdahale etmek, Suriye muhaliflerine destek vermek uluslar arası hukukta nasıl bir mantığın karşılığıdır.

İşte, o yüzden ‘onların (G-20) gündemi farklı’ deme gereği hissettim.

Antalya Zirvesi Sonuç Bildirgesi, G-20’nin gelecek dönem çalışmalarını şekillendirecek önemli bir belgeymiş. Öyledir elbet. Peki o belgede neler var, biraz irdeleyelim mi ?

"2015 Antalya zirvesinin belki de en önemli sonuçlarından biri dünya ekonomisinin ve nüfusun çok büyük bir bölümün temsil eden G-20 ülkelerinin terörizmle mücadele konusunda güçlü bir duruş ortaya koymuş olmalarıdır’’ deniliyor.

İyi de, dünyayı sarsan bu terör olayları yaşanırken, insanların katledilmesini sağlayan o silahları hangi ülkeler üretip satıyor dersiniz ?

O terör örgütlerine hangi ülkeler çanak tutuyor ve ‘’öfkeli çocuklar’’ benzetmesi yapıyor dersiniz ?

Dedim ya, onların gündemi farklıdır…

’Küresel barış ve istikrar sağlanmadan güçlü bir küresel ekonomiden bahsetmemiz mümkün değildir’ diyorlar yine de.

Biz, bu istikrar kelimesinin nelere malolduğunu iyi bilen bir ülke ve toplumuz. Halkı kandırmanın ya da yaşamını tehdit etmenin en önemli ve sihirli sözcüğü İSTİKRAR oluyor hep.

Suriye için ‘’herkesin kabul edebileceği bir çözüm’’ diyorlar.

İfade aynen şöyle:

"Kendi halkını katleden Esed’in Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz. Esed bu şansını çoktan kaybetmiştir. Unutulmamalıdır ki, Suriyeli mülteciler DAİŞ’ten ve Esed rejimi devlet teröründen kaçıyor……………….."

Kaçanlar elbette var, Türkiye 2 milyonun üzerinde Suriyeliye kapılarını açtı. İyi de, oradan kaçmayanların nüfusu kaçanların 10 katından fazla. Bu denge, G-20’nin bölgeye bakışındaki sakatlığın bir ispatı değil mi ?

G-20 değerlendirmeleri ‘’işgal kuvvetleri’’ mantığı içermektedir. Suriye halkına rağmen, Suriye’nin geleceğini dizayn etmeye çalışmak, paranın gücüyle kargaşa yarattıkları toprakların ideolojik olarak işgal edilmesidir.

G-20 üyelerinden herhangi biri kendi ülkesi için böyle bir projeksiyona sessiz kalır mı acaba ?

Bence kalmaz…

O zaman, Suriye halkına ve iç savaş içinde bile devlet başkanı seçtiği Esad’ı bu biçimde yalnızlaştırma operasyonunun bir arka planı olmalı.

Dedim ya onların gündemi farklı…

Bölgeyi yeniden dizayn etmek,

Bölgenin sömürülmesinin devamı için sosyal, siyasal ve ekonomik paradigmaları yenilemek,

Ve, acıyı bölge halkına sürekli hissettirmek.

Gündemleri farklı olan G-20’nin görünmeyen yüzü buydu…