Sonbahar güzeldir...
İnsana iyi gelir.
Ama ard arda yaşanan üzüntüler bu iyiliğe gölge düşürür.
Yazdan beri kaybettiklerimiz “yaprak dökümüy”le özdeş hale geldi.
Reşat Nuri Gültekin’in romanı, Nazım Hikmet’in yada Can Yücel’in şiiri değil.
Ancak o deyim gelir insanın aklına sonbahar fenadır yaprakları değil sevdiklerimizi alır bizden.
Sonbaharda en çok şiir gibi insanlar aramızdan ayrılıyor.
Son bir kaç yıldır çok duygusal oldum.
İnsan sevdiklerini, dostlarını üst üstte kaybedince galiba duygusal oluyor.
Cumartesi günü BİLKAR’da sıradışı bir etkinliğe katıldım.
Bir süre önce kaybettiğimiz Cemal Balcı öğretmenle Hamit Erdağı öğretmenin anısını yaşatmak için BİLKAR müzik ve enstürman salonuna bu değerli iki insanın isimlerini verdi.
Konuşmaların yapıldığı salonda derin bir sessizlik hakimdi.
Arkadaşları adına konuşan emekli öğretmen İsmet Güven konuşurken kelimeleri boğazına düğümlendi.
O an da aklıma gelen ilk soru insan kardeşini seçemez ancak arkadaşını seçer sözü oldu.
Çünkü kardeşlik kan bağı ile sınırlıdır.
O yüzden kardeşinizi seçme şansınız yoktur.
Arkadaşlık ise böyle birşey olmalı.
Pazar günü Sevgili Dostum Salim Durulmuş’u sonsuzluğa yolcu ettik.
Çok yönlü kişilikti.
Spor, siyaset onun için sosyal faaliyet alanıydı.
Güzel insanların güzel dostları olur.
Mustafapaşa Camiinde Salim Durulmuş’u sevenleri dostları son yolculuğuna uğurladı.
Uzun süredir kanser tedavisi görüyordu.
En son görüştüğümüzde ege kıyıları kendisine çok iyi geldiğini söylemişti.
İsmet Güven öğretmenle camii avlusunda karşılaştık.
BİLKAR’da konuşma yaparken çok duygusallaştığını söyledi.
Yakın bir zamanda başından geçen bir anısını anlattı bana.
Niyazi Büyüksütçü’nün cenazesi için Bolu’ya gittiklerinde camii avlusunda köylü bir kadınla sohbet ettiğini söyledi.
Kadın içten bir şekilde “biz çocuğumuza sahip çıkamadık sizler çok uzaklardan geldiniz onu sahiplendiniz” dedi.
İnsanlar ölünce galiba daha değerli oluyor...
Arkadaşlarının fark ettiği güzelliği yakın çevresindeki insanlar ölünce anlıyor.
İnsan dostları ve sevdiklerinin kollarında sonsuzluğa uğurlanması böyle bir duygudur.
Bizim yarışımız insanlığa bıraktığımız vicdandır.
Çoğumuz beş parasız ölür gideriz...
O da bizim yaşam biçimimizin bir parçası.
Gerisi anlamsız bir hikayedir...
Önemli olan geride iz bırakabilmektir.
Çok parayı, çok malı hiç kimse alıp götüremiyor.
Bıraktığınız doğrular asırlar boyu tartışılıyor.
Haram da helal da hepsi bu tarafta!
Kimse kimseyi kandırmasın...