Kimi zaman, kelimelerin kifayetsiz kaldığı zaman…
O zamanlardan birini, en acı şekilde yaşıyoruz ki insan bu gibi süreçlerde kendi derdini unutuyor.
“Hangi birine yanam?”, en çok bu zamanlarda öne çıkıyor.
Eski gazetecilerden Ali Şahin’in oğlu, gelini ve torunu Kahramanmaraş’taki göçüm altında can verdi.
Bir dönem Gebzespor’da da top koşturan Kahramanmaraş İstiklalspor futbolcularından Hakan Doğan, göçük altında kaldı. Çıkartıldığı söyleniyor.
Genç meslektaşlarımızdan Merve Dişli’nin Hatay’da çocukluğunun geçtiği ev, göçtü.
Bu yorumun kaleme alındığı an itibariyle 3 bine yakın yurttaşımızı kaybettik. 100 bini aşkın yaralı..
Ateş, deprem felaketinin 10 il’e yayılmasından ötürü bölgemizde de çok sayıda kişinin ocağına düştü aslında.
Depremlerde çöken yapılara, binalara medyada göz attığımızda dahi imalattaki kalitesizlik, yetersizlik, binaların fay hattı da göz önünde tutulduğunda konumu..
Aslında 17 Ağustos 1999’daki depremden dahi en küçük bir ders almadığımızın göstergesi.
Yine bir tekrarı yaşanacaktır.
Yaraların sarılmaya başlandığı süreçte eksik gediklerde yine masaya yatırılacak ama çözüme yönelik bir adım dahi atılmayacaktır çünkü önceliğimiz bedeli her türlü çok ağır olmasına karşın, rant.
İşte bu zeminde 14 Mayıs’ta yapılacağı öne sürülen bir seçim sürecindeyiz. Henüz resmi bir durum kazanmadı.
Bu ruh ve psikoloji halinde seçimin de hiçbir anlam ifade etmediği kanaatindeyim.
Merkeze insanı koyduğumuzda, seçimin ertelenmesine yönelik olası bir karara bir insan ve yurttaş olarak diyebileceğim hiçbir şey olmayacaktır.
Emeklilikte yaşa takılanların aslında çözüm üretilmeyen sorunu ve hak kaybını bile konu edinemediğimiz bir zaman dilimindeyiz.
Millet İttifakı bir süre önce ortak mutabakat programını açıklamıştı. Cumhur İttifakı’nın neler vaat edeceğine dair henüz bir açıklama yok. Millet İttifakı’nın programında deprem var mı yok mu bilemiyorum ancak günümüzdeki depreme dair bugünden açığa çıkan sonuç, ilimden bilimden uzaklaşmanın bedelini alabildiğine ağır ödedik. Bir kere daha ödedik.
En basitinden Prof.Dr.Naci Görür’ün Kahramanmaraş’a dair iki sene önceki uyarısına merkezi olsun yerellerde olsun yöneticiler tarafından kulak kabartılsaydı bedeli bu kadar ağır olmayabilirdi.
Öncelik insana; insan için ilime bilime verilseydi durum daha değişik olabilirdi.
Önümüz 14 Mayıs, önümüz seçim..
Siyasetin insan için yapıldığı sözde kalıp öze yansımayınca şahsım adına, seçim ne ki…