Çarpık şehirleşme insanın ruh halini bozuyor.
İki gündür Gebze- İstanbul arasında mekik dokudum.
Günün her saatinde yoğun bir trafik insanın sinir stresini alt üst ediyor.
10 dakikalık yolu 1-2 saatte gidiyorsun. Tabii ki bu durum insanların ruh haline etkisi oluyor.
Cuma günü hava güzel olmasına rağmen trafik hiç azalmadı.
Sabah erken saatlerde Darıca’ya gittim. İstasyon ışıklar arası oldukça yoğundu.
Gazeteye geldim bir süre çalıştım oradan Kartal Koşuyolu Göztepe MedicalPark’ta yatmakta olan yatmakta olan yakın akrabamı ziyaretim oldu.
Dönüşte Gebze girişinde oldukça yoğun bir trafik sıkışıklığı vardı.
Yakın zamanda tamamlanacak olan üst geçit Gebze trafiğini rahatlatacak.
Ancak sorun yine bitmeyecek.
Plansız kentleşmenin en büyük sıkıntısı bir yeri onarıyorsunuz başka bir yerde sıkıntı baş gösteriyor.
Alt yapısız şehirlerin ortak kaderi bu olsa gerek.
Plansız göç, plansız şehirleşme, plansız sanayileşme...
Bu üçü de birleşince ortaya Gebze gibi bir şehir çıktı galiba.
Nereden tutarsanız tutun lime lime elinizde kalıyor.
Birde buna insanlarımızın hoşgörüsüzlüğü eklenince o zaman vay halimize.
Hiç kimse bir diğerini anlamıyor veya anlamak istemiyor.
Sabah-akşam saatleri herkesin hey heyleri üzerinde.
İnsanlar kavga etmek için bahane arıyor.
Önceki akşam Anibal kavşak üzerinde Çağlayan ekmek fırınına ait kamyonet trafiği alt üst etti.
Aynı kuralsızlık Gebze- Harem minibüslerinde sıkça yaşanıyor, minübüsler ters yöne giriyor karşıdan gelen aracın yolunu kapatıyor.
Halk otobüsleri kuralsızlığın merkezi.
Sürücünün bir elinde cep telefonu tek elle araba kullanıyor.
Bütün bunlar için niye gırtlak patlatıyorum.
Benim gördüklerimi herkes görüyor. Ancak hiç kimse bu sorunların çözümü için girişimde bulunmaya niyetli değil.
Tabii ki kuralsızlık bununla sınırlı değil. Şehir içerisinde korna çalan araçlar, insanın sinir sistemini bozuyor.
Alkol kullanan sürücüyü trafikten men eden bir sistem acaba bütün bunları neden görmezden geliyor.
Eğer böyle devam ederse durumumuz vahim.
Peki bu işin çözümü nedir?
Önce eğitim!
Daha sonra kural ihlalinde bulunan şahıslara hiç kimse sahip çıkmayacak.
Eğer kayırmacılık olmazsa bu sorunlar kendiliğinden çözülür.
Suç işleyen şahıs anıında bir bir koruyucu buluyor.
Böyle bir sistemde hakkaniyet bulmanız imkansız olur...
Bu yüzden debelenir dururuz.