Her gün ölüm haberleri alıyoruz. Eskiden minarelerden gelen sela sesleriyle haberdar olurduk, şimdilerde Facebook cenaze duyuruları ile.
Ne çok ölen var?
Hem de genç, ihtiyar, çoluk, çocuk haddi hesabı yok!
Ölümler çoğalmış mı? Şu salgın da cabası zaten.
Netice ölüm gerçeği her gün hatta gün boyu defalarca yüzümüze yüzümüze çarpıyor! İnanan inanmayan, dinli dinsiz, iyi kötü, akıllı deli herkes ölüyor ve ölecek!
Bir anda film kopacak!
Ne olacak?
Bir yanda, nasıl ki bu hayattan öncesine dair bilgimiz yoksa bundan sonrasına dair de bize bildirilenden öte bilgimizin olmadığından kaynaklanan bir tuhaf hal! Öte yandan acizlik, değersizlik, önemsizlik, hiçlik duygusu. Dinlerin öbür dünyaya dair iddiaları. Akla mantığa vurmadan önce vicdan ve adalet ihtiyacının bunu onaylamak zorunda kalması.
Nedir öbür dünya?
Cennet, cehennem nedir?
Sorup sorgulamadan, düşünmeden, idrak etmeden inanmak en kolayı galiba...
İradesiz gelip iradesiz gideceğimiz bu hayatı irademizle yaşamak sorumluluğu garip!
Her dinin, kendi müminlerini cennetle müjdeleyip geri kalan herkesi cehenneme mahkum etmesi garip!
Bunları düşünmek en garip!
Ölüp gideceğiz işte!