Zaman çabuk geçiyor.
Hele güzel ve keyifli ise o geçirilen zaman dilimi, göz açıp kapayıncaya kadar diye tabir edecek kadar kısa geliyor insana.
Sımsıcak, aydınlık güneşe veda ediyoruz yavaş yavaş.
Artık baharın sonundayız.
Çoğumuz için büyük maraton başladı.
Okullar açıldı.
TEOG sınavının kalkmasıyla büyük bir sürpriz yaşadık.
Bu sınav sisteminin kalkmasına hepimiz sevindik.
Ama buruk bir sevinç bu hissettiğimiz.
Çünkü arkadan gelen ne acaba?
Sorusu endişe yaratıyor.
Şehir efsanesi gibi bir sürü söylem var duyduğumuz.
Eğitim- öğretimde bütün sistemin değiştirileceğini okuyoruz.
Herkes farklı okuyup farklı yorumluyor olmalı ki, herkesin söylediği çok ayrı.
Bir çok soruyu da beraberinde getiren bu yenilikte , ne, nasıl olacak belli değil.
Bugüne kadar binlerce öğrenci TEOG'a hazırlanmak için etüt merkezlerine gitti.
Özel dersler aldılar, kurslara katıldılar.
Öğrendikleri bilgilerin elbette fazlası olmaz.
Ama yazık edilen onca masraflara...
İlk-orta sekiz yıllık öğretimin not ortalaması alınarak liselere kayıt yapılabilecekmiş.
Liseler ise kendi başarı not ortalamasına göre puan belirleyip, bu puana göre kayıt alacaklarmış
YGS kaldırılacakmış.
Dört aşamalı sınav yapılacakmış.
Mış,mış, mış...
Bu hafta değineceğim konu , yine okullardı ancak başka bir açıdan ilgiliydi.
Söz sözü açtı,kelam nerelere geldi.
Ne dersek nafile.
Tek temennimiz, eğitim üzerinde uygulanan bu yap-boz oyununun sona ermesidir.
Şimdi gelelim asıl konumuza.
Bundan sonra yerel yazacağım sayın okurum.
Yerel yazarların,yerel yazması noktasında eleştiri aldık
Elimden geldiğince riayet etmeye çalışacağım.
Gelelim okullarımıza.
Bu yönde gözlemlerim sonucu giderilmesi gereken sorunları aktaracağım.
Mutlukent yerleşkesinde bulunan Mustafa Üstündağ Ortaokulu çevresinde ki içki şişeleri oldu dikkatimi ilk çeken.
Semt karakolunun yüz metre ilerisinde bulunan okulun çevresindeki bu atıklar, velilerde ciddi endişe yaratıyor.
Ayrıca okul çevresindeki yol güzergahlarının güvenliksiz oluşu esas acilen çözüm getirilmesi gereken sorunlardan biri.
Okul çevresindeki yollar adeta otoban gibi.
Özellikle sabah okula giriş ve okul çıkış saatlerindeki aşırı yoğunluk dehşet saçıyor.
Yollarda kasis,tretuar, yaya geçidi ve hiç bir uyarı levhası ve trafik lambası yok.
Bir de bu bölgedeki inşaatların çokluğu, tehlikeyi kat ve kat arttırıyor.
Okulların çok yakın mesafede olmasına rağmen, öğrenciler kesinlikle kendileri gidemiyor.
Veliler bırakmak zorunda kalıyor.
Çözüm; okul çevresindeki yollarda bir an önce önlem alınmasıdır.
Trafik ışıkları yerleştirilmeli,kasisler,yaya geçitleri, uyarı levhaları konulmalı,hatta okul giriş çıkış saatlerinde yollar araçlara kapatılmalıdır.
Zaten servis araçları, trafiği oluşturacak kadar çoklar.
Dört bir yanında geçmeye elverişli yolların mevcut olması, bu uygulamaya kolaylık sağlar.
Geçmiş dönemlerde yüzlerce bekçi atandığını okumuştuk.
Okul çevresinde , idarenin söylemine göre içinde dahi bulunan içki şişeleri, geceleri buraların ne amaçla kullanıldığını gösteriyor.
İşte bu alınan bekçileri bu lokasyonlarda görevlendirmek gerektiğinin kanaatindeyim.
Böylece uyuşturucu satışı , çocuk kaçırma olayları da kesin olarak önlenir.
Çocuklar veli gözetiminde gitmek zorunda kalmazlar.
Özgüveni yüksek bireyler olarak yetişirler.
Hani eski tabirle,atla deve değil,sadece önem ve öncelik verilmesi bu sorunları ortadan kaldırır.
Huzurlu kalalım efendim...