Eğitim İş Kocaeli Şubesi Başkanı Bilal Şener; 2013 – 2014 Eğitim - Öğretim Yılı birinci dönemini değerlendirdi. Eğitim İş Kocaeli Şubesi binasında gerçekleşen basın açıklamasında konuşan şube başkanı Şener, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi niteliksizliğe ve düzensizliğe sürükleyerek çocukların geleceği ile oynadığını söyledi.

İktidarın kindar nesil projesini her türlü hukuki, vicdani ve etik kuralı ayaklar altına alarak yaşama geçirmeye çalıştığını söyleyen Şener,“Siyasi iktidar, çağdaşlaşmanın temeli olan eğitimi, dolayısıyla öğretim birliğini ortadan kaldırma girişimini, karma eğitimi sonlandırarak tamamlamak istemektedir. 2013–2014 Eğitim Öğretim Yılının ilk yarısında da eğitim sistemimizi bir yandan gericileştirme öte yandan da tam bir işletme mantığıyla ticarileştirme ve yerelleştirme çalışmaları hızla sürmektedir” dedi.

GEZİCİ ÖĞRENCİLER CEZALANDIRILIYOR

Türkiye’de başta eğitim hakkı olmak üzere, en temel insan hakları ve özgürlüklerin yok sayıldığını, 2013-2014 eğitim öğretim yılı başlangıcının, gezi eylemlerine katılan öğrenci ve öğretmenlere yönelik cadı avı sürecine dönüştüğünü söyleyen Şener, “Gezi eylemleri döneminde Milli Eğitim Bakanı’nın “öğrencilerimizle ilgili bir işlem yapmayacağız” biçimindeki açıklaması, Başbakan Erdoğan’ın “Liseli talebeler üzerinde okul müdürü ve öğretmenler baskı kuruyor” şeklindeki açıklamasıyla boşa çıkmış, öğrenci ve eğitim emekçileri üzerindeki baskılar giderek artmıştır. Okul müdürlerinden eylemlere katılan öğrencilerin ve öğretmenlerin isimleri istenmiş, eyleme katılan öğrenciler hakkında cezai işlem uygulamadığı ya da teşvik ettiği gerekçesiyle birçok eğitim emekçisi hakkında soruşturma açılmış ve sürgün edilmiştir” şeklinde konuştu.

ÖĞRETMENLERİMİZ MUTSUZ

Eğitimin birikmiş sorunlarını sırtında taşıyan öğretmenlerin 2013-2014 eğitim öğretim yılının ilk yarısını mutsuz geçirdiğini söyleyen Şener, “Eğitimin sistemden kaynaklı sorunları karşısında çözüm üretmekten daha çok sorun üreten MEB, yaşanan sorunların kaynağını öğretmenlermiş gibi göstererek öğretmenleri hedef tahtasına koymuştur. Bir taraftan yandaşlarını idari kadrolara yerleştiren AKP, bir taraftan da ilk atamalarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, İmam Hatip Lisesi meslek dersi ve Arapça branşlarına diğer branşlardan fazla kontenjan ayırarak eğitimde uyguladığı ayrımcı politikayı gözler önüne sermiştir. 3 bin 600 öğretmenimiz eşinden ayrı olarak görev yapmış, sistemden kaynaklanan nedenlerden dolayı branşında norm fazlası durumunda açıkta kalan öğretmenlerimizden binlercesi yeni branşlarında verimli olamamıştır” dedi.