Yazıya başlamadan önce Fenerbahçeli’nin dertlerinden bahsedeceğim bir yazı yazmayı planlamıştım. Bundan dolayı alt alta maddeler halinde sıkıntıları sıralamaya başladım. Ancak satırlar bitti, sayfalar yetersiz kaldı. Aslında bu benim yaşadığım, Fener’in geçtiğimiz 8 sezonluk kabusunun bir özetiydi. Elbette Aziz Yıldırım döneminden başlayarak yazacak değilim ama Ali Koç’un başkanlık görevini yürüttüğü dönemde yaşanan sıkıntılardan bahsetmek isterim. Ali Koç’un başkanlık döneminde bana göre en büyük hatalarından biri yeterli kadronun bir türlü kurulamaması oldu. İlk göreve gelindiğinde genç oyunculara yatırım yapıp, bu oyuncuları geliştirme modeliyle hem mali hem de sportif açıdan başarı sağlanacağı vaat edilerek yapılan “Lüzumsuz” transferlerle neredeyse küme düşme noktasına gelindiğini biliyoruz. Sonrasında ise savunma kısmına Szalai, Kim Min-Jae, Altay gibi önemli oyuncularla nokta atışı yapılsa da hücum kısmında bu net transferleri bir türlü göremedik. Hücumda iş yapan ilk oyuncu olan Vedat Muriqi ise ilk sezonundan sonra satıldı ve paraya çevrildi. Sonrasında o sıcak para ile Kemal Ademi, Cisse, İrfan Can ve en sonda Berisha gibi transfler yapılsa da kadronun yetenek baremi bir türlü arttırılamadı. Ayrıca beklere de herhangi bir transfer yapılamaması bana göre en büyük skandallardan biridir. Diğer bir konu ise aslında Ali Koç’un en çok üzerinde durduğu “vizyon” muhabbetinden dolayı, çalışılan teknik direktörler. Ersun Yanal’ın ismi gündemdeyken “ Siz benim vizyonumu anlamamışsınız” diyen Ali Koç, çok eleştirdiği Aziz Yıldırım döneminden, Aykut Kocaman’ı da en başta göndermenin hata olduğunu kabul edildiğini eklersek, sadece Dick Advocaat ile çalışamadı. Yani “mevzubahis büyük teknik direktörleri getirecek vizyon” söyleminin altının ne kadar boş olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Bütün bunlar yaşanırken özellikle medyada yapılan ciddi eleştiriler görmezden gelinerek bu eleştirileri yapan kişilerin “ Fenerbahçe düşmanı” ilan edilmesi, yaşanan başarısızlıkların sorumlusu noktasında başkanı yalnızlaştırdı. Özellikle kupada Kayserispor’un son dakikada attığı golün yaşanış şeklinin de artık Fenerbahçe Futbol Takımı’nın maalesef uzun süre başarı kazanması zor bir takım haline geldiği göze çarpar nitelikte. Başkanın kulübe maddi anlamda çok fayda sağladığı herkes tarafından kabul edilmesine karşın, borcun da 6 milyar seviyelerine gelmiş olması da korkutucu bir durum. Fenerbahçe taraftarı, 8 sezon ile tarihinin en uzun şampiyonluk hasreti yaşadığı dönemini yaşıyor. Bu nedenle her sezon başında büyük bir umuda kapılmalarını anlayışla karşılıyorum ama artık Fenerbahçe’de gerçeklerin daha yüksek sesle konuşulması gerektiği ve problemlerin ancak bu şekilde düzeltilebileceği düşüncesindeyim. Yoksa, artık dillere pelesenk olmuş “ N’olacak Bu Fener’in Hali” sözü gelecek nesillere bir özdeyiş olarak bırakılabilir.