Uzun yıllar iktidarda olması dolayısıyla ‘’çaldıkları, Amerika’ya yol olur’’ anti propagandası ile karşı karşıya kalan AKP’nin zeki kadroları, ironik bir sıralama yaparak, sosyal medya üzerinden yeni bir algı dalgası yaratmaya çalışıyor.
Onlar AKP’yi kullanmadıkları için (yaratacakları algının bir parçası olarak) ‘’AK Parti çaldı diyenlere’’ başlığı altında sıralamışlar.
Diyorlar ki;
AK Parti, çaldığı paralarla her ile üniversite yaptı,
AK Parti, çaldığı paralarla 22 tane havaalanı yaptı,
AK Parti, çaldığı paralarla 18 bin km. duble yol yaptı,
AK Parti, çaldığı paralarla 15 katrilyon nemaları ödedi,
AK Parti, çaldığı paralarla 224 tane paletli ambulans yaptı,
AK Parti, çaldığı paralarla IMF’nin borcunu ödedi,
AK Parti, çaldığı paralarla Marmaray’ı yaptı,
AK Parti, çaldığı paralarla uzaya uydu gönderdi,
AK Parti, çaldığı paralarla öğrencilere bedava kitap dağıttı,
AK Parti, çaldığı paralarla yatalak hastalara maaş bağladı,
AK Parti, çaldığı paralarla ilk yerli savaş helikopterini üretti,
AK Parti, çaldığı paralarla ilk yerli ‘tank’ını üretti,
AK Parti, çaldığı paralarla ilk yerli savaş gemisini üretti,
AK Parti, çaldığı paralarla ilk yerli insansız hava aracını üretti.
Ve soruyorlar;
‘’Anladık, anladık da, AK Parti’den öncekiler çaldıklarını ne yaptı ?’’
Yüzsüzlüğün bu kadarına pes doğrusu…
AKP’nin yaptığı söylenen bu işler ya da başlattığı hamlelerin kaynağı nereden geliyor acaba ?
‘’IMF’ye borç verecek duruma geldik’’ diye böbürlenenler, yeni borçlanma kaynaklarının neresi olduğunu cesaretle neden açıklayamıyorlar ?
O zaman, başlıktaki sorunun tam zamanı: ‘’Bu hizmetler için gerekli kaynağı nereden buldunuz ?’’
Yoksa, halkımız yastık altındaki servetinin tamamını AKP’ye mi teslim etti.
Yokkkk, olamaz,olsa olsa yüzde ellisi teslim etmiştir ya neyse…
Gerçek şu;
AKP iktidara geldiğinde 1.963 dolar olan kişi başına düşen borç günümüzde 4 bin 830 dolar civarındadır.
Daha ne olsun ki ?
Başka bir soru da şu:
Üretmeyen, tüketen, değer yaratmayan ama mevcut değerleri yok pahasına elden çıkartan bir siyasal anlayış, nasıl oluyor da ‘’algı yaratmak’’ adına bile olsa söz konusu bu hizmetleri verebiliyor ?
Bir de, vefasızlık yapmışlar, çok ayıp etmişler…
Devamı olmakla övündükleri Menderes ve Özal’ın yaptıklarını yok saymışlar. (Demirel ve hocaları Erbakan’ı saymıyorum bile)
AKP, bu varsayıma göre kökleri olmayan bir parti. 2002’de doğan ve daha 12 yaşında bir ideolojik duruşu temsil ediyor galiba. Oysa, diktatör, tam tersini söylüyor. 1946 ruhu diyor, Menderes gibi ‘’kefenimizi giyerek yola çıktık’’ diyor…
O zaman, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu ?
AKP’yi köksüzmüş gibi göstermek, hem de AKP’li milletvekili ya da başka yetkililer eliyle, kimin haddine ?
Gün gelecek, devran dönecek,
AKP bu kaynakların hesabını verecek,
Ya da veremeyecek…