İlk 500’e girmişler.
Girdiler de, topluma ne yararları var ?
Haksızlık etmemek gerek diye düşünenler çıkabilir. Çünkü, ‘’bu sıralamaya giren firmalar, binlerce işçiye ekmek veriyor, binlerce ailenin yaşamını kolaylaştırıyor’’ denilebilir.
Tamam, ama, hepsi o kadar.
Önce o kurum ve kuruluşları bir anımsayalım…
TÜPRAŞ, Kroman Çelik Sanayii, Sarkuysan Elektrolitik Bakır Sanayi, Hyundai Assan Otomotiv Sanayi, Yıldız Entegre Ağaç Sanayi, Enerjisa Enerji Üretim A.Ş, Tezcan Galvanizli Yapı Elemanları Sanayi, Namet Gıda Sanayi, Alstom Grid Enerji Endüstrisi, Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri Sanayi, Nuh Çimento Sanayi, Ravago Petrokimya Üretim A.Ş, Honda Türkiye A.Ş, İGSAŞ, Kent Gıda Maddeleri Sanayi, Çekok Gıda Sanayi, Erdemir Çelik Servis Merkezi Sanayi, Polisan Boya Sanayi, Yıldız Sunta MDF Orman Ürünleri Sanayi, CVS Makina İnşaat Sanayi, Teklas Kauçuk Sanayi, Çayırova Boru Sanayi, Ağır Haddecilik A.Ş, Koruma Klor Alkali Sanayi, Denizatı Petrokimya Ürünleri Yapı İnşaat Sanayi, Legrand Elektrik Sanayi, Gesan Yatırım ve Ticaret, Hak Bakır Çekme ve Elektrotel Sanayi, Öz-Ka Lastik ve Kauçuk Sanayi, AES Entek Elektrik Üretimi A.Ş, ENPAY Endüstriyel Pazarlama ve Yatırım A.Ş, Bekaert İzmit Çelikkord Sanayi.
Bu ticari unvanların hepsinin sonunda ‘Ticaret A.Ş’ var. Hepsi de, alanında yıllardır üretim yapan, iç piyasa talebine yanıt vermenin yanı sıra ihracatta da önemli oranda pay sahibi olabilen kuruluşlar. Öyle görünüyor ki, bu ekonomik politikalar yürütülmeye devam ettikçe, söz konusu kuruluşlar da ‘’yürü ya kulum’’ kontenjanından palazlanmayı sürdürecek.
İyi de, bu kadar önemli sanayi tesisleri, onun anlı şanlı yöneticileri neredeler ?
İşi çıkarımlarında aralıklı olarak seslerini duyarız. (Birbirleriyle yarıştıkları da olur)
Ama, ilgilenmedikleri gerçekler de var…
Mesela;
Kentteki işsizlik oranı yüzde 12’lere yükselmiş,
Yoksulların sayısı giderek artmış,
Sosyal ve ekonomik sorumlulukların sırası gelmiş,
Kirletici unsur oldukları kadar, toparlayıcı ve yardımlaşmacı olmaları gerekirmiş,
Bu kuruluşlardan ve yöneticilerinden tık sesi gelmez.
Peki neredeler, neden gizlenirler dersiniz ?
Ekonomik faaliyet için olmazsa olmaz gerekler vardır. Bu gerekleri yerine getirecek çark kurulmuş ve dönmektedir. Yapılması gereken sadece o çarkın dişlileri arasına katılıp, birlikte dönmeye başlamaktır.
Bunun için de her şey çok kolaylaştırılmıştır.
Oysa, sermaye birikiminin, üretim alanı genişlemesinin ve buna bağlı olarak ciro ile karlılık oranını artırmanın, topluma karşı sosyal sorumluluklarını yerine getirmek zor ve maliyetli bir iş.
Dolayısıyla;
İşsizliği azaltmak, yoksulluğu giderici önlemler almak, kirletici unsur olmaktan çıkmak için yeni yatırımlar yapmak tamamen devletin sırtına yüklendiğinde de sorun kalmaz.
Devlet bu sorunları nasıl gidereceğinin bir yolunu nasıl olsa bulur. Sermaye de, bu listelerde boy göstermeye, her koşulda karına kar katmaya devam eder.
Çok zorlanırsa, sermaye ihracıyla başka topraklarda yatırım yapar, Türkiye emekçileri ve yoksullarını açlığa terk eder.