Yoğun bir kutuplaşma içerisindeyiz.
Toplumsal kırılmalar artıyor, etnik ve siyasi nefretle birlikte öfke seli tırmanıyor.
Eğer gidiş böyle devam ederse birçok gelişme kontrolden çıkabilir.
15 yaşında bir çocuk, adı Berkin Elvan…
Gezi eylemleri yaşandığı gün evinden ekmek almaya çıktı.
Başına isabet eden gaz fişeği onu ailesinden, sevenlerinden alıp götürdü.
Devleti yöneten kurumlardan tek bir özür çıkmadı.
Öldürülen gençlerin yaşamları “ortak değerimiz” olmayacaksa bizi bir arada tutacak hangi değerlerden söz edebiliriz?
Gezi olayları süresince yaşamlarını kaybeden biri polis olmak üzere dokuz kişiye çıktı!
Bu insanlar geride acılı öfkeli yığınlar bıraktı.
Yaşanan bu süreçte, toplumun sakinleşmesi için adımlar atılmış olsaydı bugün sokaklarımız TOMA’larla, biber gazları ile bu duruma gelmezdi.
Fethiye’de HDP ilçe binasına yönelik şiddet içerikli saldırı ise bir başka toplumsal kırılmanın işaret fişeğidir.
Fethiye’de devletin göstermediği duyarlılığı MHP İlçe başkanı gösterdi.
HDP’nin ilçe binası tabelasının indirilmesini incitici bulduğunu açıkladı.
Linç girişimine destek veren parti üyelerinin ihraç edileceğini söylemesi önemli bir girişimdir.
Nefret söylemleri destek bulmazsa, korunmazsa birçok sorunu aşma şansımız olur.
Seçim meydanlarında birkaç oy uğruna söylenen sözler toplumu geriyor.
Ortaya öfke seli çıkıyor.
Bu durumu önlemenin tek yolu normalleşmekten geçer.
Nefret söylemlerinden uzak durmak lazım.
Bazı insanlar, acıları yarıştırarak yeni düşmanlıklar peşinde.
Acılar yarıştırılmaz paylaşılır.
Çünkü her acı paylaşınca azalır!..