Gittiğim her yerde hep aynı soruyla karşılaşıyorum.
25 Mart’ta ne olacak ne yayınlanacak?
Doğrusu ben de herkes gibi merak ediyorum.
Bildiğim bir gerçek var, her yerde konuşulan, iktidarın önemli isimlerine yönelik bilgiler sızdırılacak yönünde.
Bu yüzden sosyal medyaya yönelik yargı kararı olmadan kapatmalar başladı.
Sosyal medyaya erişim engelleniyor.
Ellerinden gelse, haberleşmeyi çağrıştıran her şey yasaklanacak.
Yani korku duvarları örülüyor.
Oysa 25 Mart’ı yani bugünü beklemeye gerek yok.
17 Aralık’ta yaşananlar tüm gerçekleri anlatmaya yeterlidir.
Normal koşullarda demokratik bir ülkede yeter de artar bile.
O günkü ortalığa dökülen bilgilerle birçok sonuca ulaşmak mümkün.
Bunun için ayrıntılı araştırmaya gerek yok.
Ana Muhalefet CHP’nin sunduğu bilgiler cevaplanmış değil.
Pazar günü MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın Gebze’de bir dizi ziyaretlerde bulundu.
Gittiği her yerde yolsuzluk üzerine sorularla karşılaştı.
Siyasetin ve siyasetçinin gündeminde yolsuzluk ve yoksulluk var.
İktidarın gündeminde ise eski koalisyon ortağını şikayet etme var.
O nedenle Türkiye’nin nefesini tutup 25 Mart’ı beklemesine bir anlam veremiyorum.
Türkiye’de yargı eğer işlevini yerine getirebilmiş olsa 17 Aralık sonrası yaşananlardan önemli sonuçlara varılmış olurdu.
12 yıldır mağduriyet üzerinden yürüyen bir siyasi iktidar var.
Her sıkıştığında muhalifleri darbecilikle itham ediyor.
Kimin ne söylediği artık önemli değil.
Ortadaki icraatlar her şeyi anlatmaya yeter ve artar bile.
Yeni bilgiler ve belgeler aramaya gerek yok.
Mevcut yanıt bekleyen onlarca suç duyurusu ortalıkta bekliyor.