Hükümet olarak seçim vaadi kapsamında dillendiriyorsunuz ve sonrasında da uygulamaya koyuyorsunuz.
İyi güzel de, bedelini ödemeyi neden geciktiriyorsunuz ?
Mesele, 65 yaş ve üzerindeki vatandaşları ücretsiz taşıyan özel halk otobüslerine ödenmesi vaat edilen aylık 750 TL. Mesele, çünkü 5 aydır ödeme yapılmıyor.
Daha önce yaşanan benzer krizde, iktidar partisi il başkanı araya girmiş, ‘’sorun halloldu, bir daha aksama olmayacak’’ sözü vermişti.
Ama, o söz de karşılık bulmadı.
Hak edişlerinin peşinde koşmak zorunda kalan minibüsçüler adına Kocaeli Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Kurt, Ankara’yı komşu kapısı yapmak zorunda kaldı. Sorunu kent ölçekli çözemeyeceğini gören Kurt, sık sık Ankara’ya giderek ilgili makamlarla temas kurup ödeme yapılmasını sağlamaya çalışıyor.
Başarılı olup olmadığını kararını elbette kooperatifin üyeleri verecek. Ama, Kurt ve üyelerine yapılan muamele, ‘’şeytan azapta gerek’’ özdeyişinin içini doldurur cinsten.
Daha önce de soruna birkaç kez değinmiştim…
Kooperatif üyelerinin bu konudaki kamu görevini gönülsüz de olsa aksatmadan sürdürmesi önemlidir. Ama, serbest piyasa ekonomisi kriterleri kapsamında birine iş yaptırıyorsanız, bedelini de ödeyeceksiniz.
Minibüsçüler itirazsız taşıyor, ama bedelini almaya gelince kan kusturuluyor.
Neden acaba ?
Ya da nedenini bilsek bile bu durum ne olacak ?
Kocaeli Minibüsçüler Odası Başkanı Mustafa Kurt, yine bir iyi niyet temennisinden hareketle, şöyle bir açıklama yapmış:“Bakanlık, belediye ait olan şirket UlaşımPark’a ödenek vermeyi durdurdu. Bununla ilgili sorun nedeniyle işlemlerin uzadığını düşünüyorum. Şoför arkadaşlarımız 5 aydır paralarını alamıyor. İnşallah bayrama kadar gerekli ödemeler yapılır ve üyelerimiz bayrama neşeli girme fırsatını bulur.”
Bu işler ‘’inşallah-maşallah’’ demekle olur mu, bilemem…
Bildiğim bir şey var ki, o da siyasi erkin, verdiği sözü tutmak istememesi. Ya da gönülsüz biçimde, sadece oy toplamak için verilen sözün reelde karşılığı olmaması yüzünden çekilen sıkıntının faturasını minibüsçüye çıkarmanın yolunu araması.
Bir deyim vardır, anımsatmanın tam sırası;
‘’Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner’’
Ne olacak sorusunun yanıtı da burada yatıyor…
Kocaeli’nde, kooperatife bağlı 2 bin 200 civarında araç var. 750 TL ödenek ile aylık borçlanmanın 1 milyon 650 bin TL olduğu görülür. 5 aylık borcun toplamı ise 8 milyon 250 bin TL’ye tekabül eder.
Siyasi iktidar, kentteki kooperatif üyesi minibüsçülere halen bu kadar borçlu. Bu işin sorumluluğunu üstlenenler, gereğini de yerine getirmelidir.
Aksi halde, yaşlı vatandaşlarımızla minibüsçülerimizi karşı karşıya getirmenin sorumluluğu altında herkes ezilir.
Minibüsçü, kendisine tanınan yasal hakkı kullanan yaşlı insanlarımıza, böylesi bir sorumluluk yüzünden ‘beleşçiler’ diye bakmamalı.
O insanlarımızın böyle bir niyeti olduğunu düşünmek, açıkça abesle iştigal etmektir. Gençken buna gerek duymayan insanlar yaşlılığında niye gerek duysun ki ?
Bu konuda oluşan negatif toplumsal algıyı bir an önce değiştirmek gerekir.
Bu kültürel yozlaşmanın esiri olan minibüsçü sayısı daha da artmadan, sorun kökten çözümlenmelidir.
Söz verenlere son sözüm, aldığınız sorumluluğun gereğini yapın, gecikmeden…