Yerel seçime 9 gün kaldı. O nedenle, başlıktaki ifadeyi herkesin kendine bir kez sorması, vereceği bireysel yanıtı doğrulayan tercih yapması gerekir.
Bu nedenle, önceki yazıdan devam edelim…
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu’nun (İKK), yeni seçilecek yerel yönetim kadroların öneri ve beklentilerinde önemli.
Afetler-yaşamsal risk haritası başlığında, Kocaeli’nin Türkiye’ye afet eğitimi konusunda model olması gereği vurgulanarak, ‘’Valilik, Belediye, Üniversite, Meslek Odaları ve sivil toplum örgütleri işbirliği ile etkin bir Afet Yönetimi seçilecek yerel yöneticilerin öncelikli görevlerinden olmalıdır. Yine seçilecek yerel yöneticiler, öncelikli olarak “Çevre Kirliliği ve bağlı olarak oluşan Yaşamsal Riskler” ile günlük yaşamda karşılaşılan riskleri değerlendirmelidir. Halkın sağlık eğitimi, işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmaları, çevre sağlığı hizmetleri öncelikli olarak ele almalıdır’’ değerlendirmesi yapılıyor.
Ulaşım başlığında da şu ifadeler yer alıyor: Öncelikle denizden, ikincil olarak raylı sistemlerden yararlanılmalıdır. Dikey ulaşım alternatifleri olarak Finüküler Sistem maliyet-fayda ilişkisi içerisinde değerlendirilmelidir. Yerel yönetimler başta öğrenciler olmak üzere bu hattın ücretsiz ya da sembolik bir ücretle işletilmesini hedeflemelidir. Kent içi ulaşım, toplum yararına bir hizmet alanı olarak ele alınmalı ve bu nedenle kent içi ulaşımda öncelikli hedef, taşıtların değil, yayaların hareketi olmalıdır.
Çevre ve sağlık sorunlarına da değiniliyor. Şöyle ki;
Sanayileşme ve kentleşmenin ortaya çıkardığı çevre sorunları Kocaeli’ni olumsuz etkilemiştir. Doğal bitki örtüsü, biyolojik çeşitlilik, ormanlar, verimli tarım alanları ve kıyılar bu olumsuz etkilenmeden payını almıştır. Yaşamsal çevre sorunlarını sadece Dilovası değil, tüm kente yayılmıştır. Yolcu toplu taşımacılığında, bireysel araç kullanımlarının yanı sıra otobüs ve minibüslerin sayılarının çokluğu, yine yük taşımacılığında kamyon-tır ve dorse sayılarının çok yüksek sayıda olması sanayinin dışındaki en önemli kirlilik kaynağıdır. Sanayi kirliliğinden daha çok araçların emisyonları yaşamı tehdit eder durumda. Bilime ve tekniğe aykırı planlamalar ve imar uygulamaları kenti yavaş yavaş öldürmektedir.
Kadınlar ve yerel yönetimler başlığında da önemli saptamalar var…
Sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere, İstihdam olanaklarına, kaliteli, kapsamlı kentsel hizmetlere (Şiddete maruz kaldıkları takdirde haklarını güvence altına alacak mekanizmalara) erişimini ve yerel yönetimlerin planlama ve karar alma süreçlerine katılımları sağlanmalıdır. Erkekler ile birlikte kentsel yaşamın tüm alanlarında eşit bir yerel yönetim anlayışı olmalıdır.
Ve sonuç önermeleri…
Halkın yönetimde söz, yetki ve karar sahibi olduğu, kent konseyleri, kent meclisleri, halk meclisleri gibi yönetime katılımı mümkün kılacak mekanizmalar oluşturulmalı. Kentsel dönüşüm, kentleşme politikaları ve imar planları, kâr ve rantsal çerçeveden tümden çıkartılmalı. İmar komisyonları ve diğer ilgili komisyonlarda meslek odaları yer almalı. Hizmetler kentliye eşit sunulmalı. Özelleştirme ve rant odaklı parçacı planlama anlayışı yerine katılımcı, şeffaf, bütüncül planlama anlayışı uygulanmalı. Su, hava, gürültü kirliliği ve görsel kirlilik gibi sorunların çözülmesini amaçlayan bir çevre yönetimi oluşturulup, sağlıklı bir çevreye önem verilerek insan sağlığının korunması hedeflenmeli. Belediyeler müteahhitlik yapmamalı, yerine halkın barınma hakkını gözeten, sokakta yaşayanlara, kimsesizlere, barınma sorunu yaşayanlara ücretsiz ya da düşük ücretle kira hizmeti verebilmeli.
Kocaeli halkı genelde çalışan kesimden oluştuğu için doğalgaz, su, ulaşım ücretsiz olmalı ya da ucuzlatılması yoluyla halkımızın bütçesine gelen yükün hafifletilmli. Konforlu, hızlı, ucuz ve daha güvenli toplu ulaşım hedeflenmeli. Tarihi-kültürel miras korunmalı, engelli, hasta, çocuk ve kadın yaşamına duyarlı imar, planlama ve uygulamalar ile her türlü önlemin alınmalıdır.
Çocuklara kreş, yaşlılara konuk ve bakım evleri yapılmalı, şeffaf, denetlenebilir, herkese eşit yakınlıkta hukuk ve kamu yararı esas alınıp imar barışı (afları) ile güvensiz ve kaçak yapılaşma teşvik edilmemeli. Koruyucu sağlık hizmetlerini temel alan, parasız sağlık ve sosyal hizmet uygulamaları hayata geçirilmeli. Hayvanlar, haklarını gözeten bir anlayışla korunmalı, gerekli barınma ve bakım alt/üst yapılarının oluşturulmalıdır. Yerel yönetimler, uygulayacağı politikaların karar alma süreçlerinde kent halkını özne olarak hedeflemeli, doğrudan demokrasi ilkelerini hayata geçiren mekanizmaları yaratmalıdır.
Altına imza atılması gereken bu önermelere, hangi siyasi partiden olursa olsun tüm yerel yöneticiler sahip çıkmalıdır. Kentimiz ve geleceğimiz için…