Namus bekçiliğinde sınır tanımıyorlar

 

 

Onlar, mahallenin delikanlısıdır,

Köyün delikanlısıdır ve hep haklıdırlar. Ne yaparlarsa yapsınlar yeridir, herkes onları kutsar, ellerini sıkar, sırtlarını sıvazlar.

Ama, onlar halen feodal toplumun insanlarıdır…

Çağdaş toplumun uzağındadırlar, aile yapılarını Osmanlı ümmetine uygun biçimde sürdürürler ama cumhuriyetin ve devrimlerinin nimetlerinden azami ölçüde yararlanmak için her yolu denerler.

Aslında piyasacıdırlar ama kapitalizmin feodal kültür sınırlarını zorlayan yaklaşımlarına karşı çıkar, hatta sert tepkiler koyarlar.

Yani, mahalle ve köyün delikanlısı olma özelliklerini her fırsatta hissettirmek isterfler. Bunun için de, denemedik yöntem bırakmazlar. Tıpkı, Kullar Mehmet Ağa Mahallesi’nde yaşanan olayda olduğu gibi.

CHP’nin eski belde başkanı ve aynı zamanda Kullar Mehmet Ağa mahallesi muhtarı olan İsmail Özkar, geçtiğimiz günlerde duraklara asılan afişlerle ilgili ilginç bir yaklaşımı gündeme taşımış, afişin “çok açık” olduğunu ileri sürerek kaldırılmasını istemişti.

Eeeeeeeee, ne de olsa mahallenin ve köyün delikanlıları bu kararlılıktaydı. Durumdan vazife çıkaran bir ihtiyar delikanlı da ‘’afişleri boyayarak kapatma’’ formülünü hayata geçirdi.

İsmail Özkar’ın, bu çağdığı eylem için söylediklerine bakar mısınız…
“Böyle afişlerin bizim mahallemize asılmasına istemiyoruz. Gitsinler daha merkezi yerlere assınlar. Bu görünen afişi 70 yaşında bir dede boyadı. Vatandaşlar bu afişleri istemiyor. Ne kadar para istiyorlarsa ben vereyim bir daha afiş asmasınlar.”

Yani, bir tek namus düşkünü ve de bekçisi sensin. Merkezi yerlerde yaşayanlar namuslarına senin kadar düşkün değiller, öyle mi ?

Özkar’ın bu çıkışının namusla bir alakası yok, sizi yanıltmasın. Kendisi, gerici bir kültürün ürünü…

Mesele, kapitalizmin bu ahlaksızlığına tepki koymak değil. Yani, ‘’ne şiş yansın, ne de kebap’’ dercesine bir tavır. Aynı afişlerin başka yerlerde asılı olmasında sakınca yok.

Afişi boyayan o yetmiş yaşındaki yurttaş da, ‘’mahallenin namusunu koruduğu’’ için huzur içindedir. Ama, afiş boyama dışında karşısında durmaya cesaret edemediği kapitalizmin kendisini yoksul bırakmasına ses çıkartamaz.

Çünkü, kapitalizmin ortaya koydukları milli değerlerdir. Yaratılan bu milli değerlere karşı çıkmak, yaratanlara (sermayeye) direnmek de vatan hainliğidir.

Öyle ya, beş vakit namazların kılındığı camilerde, Cuma hutbesindeki kimi vaizler, sermayenin yarattığı değerleri milli değerler ve milli servet olarak tanımlayıp, o değerlere karşı hak aramayı ve direnmeyi vatana ihanet olarak anlatıyorlar.

Buna karşı çıkılamıyor, ‘’heyhat, siz aklınızı mı yitirdiniz’’türü tepki koyulamıyorsa, Kullar’ın Mehmet Ağa mahallesi’nde bu ucube olay kimseyi rahatsız etmez. Kapitalizmin nimetlerinden faydalanırken ‘’Allah razı olsun’’ diyen o yetmiş yaşındaki köy delikanlısının ‘’durumdan vazife çıkartan’’ davranışı kimseyi rahatsız etmez. Hatta, alkışlanır bile.

Ne de olsa, AKP zihniyetinin dayattığı gerici ideolojinin yarattığı muhafazakar toplum modeli, çağdaş, ilerici değerleri karalama ve yok etme konusunda ciddi bir üstünlük sağladı.

Yetmiş yaşında da olsa namus bekçilerimizin gerici tavırları daha başlangıç aşamasında, haberiniz ola.

Yeni Türkiye hayırlı olsun…