Son seçimler toplumsal barış açısından büyük bir fırsata dönüşebilirdi.
Bu şans her nedense kullanılmadı.
İktidar partisi ile saray çevreleri belli ki koalisyon istemiyor.
Seçim sonuçları otoriter siyaset anlayışlarında bir değişim yaratmamış olmalı.
Gerisi sizin bildiğiniz gibi...
Top çevirme kurnazlık halleri devam ediyor.
Şair’in dediği gibi “fikri başka , zikri başka”olmanın “siyaset yapmak” sayıldığı bir siyasi çevrenin koalisyon, uzlaşma, restarasyon ile işi olmaz olmuyor da!
CHP tabanında koalisyona aklı yatmayanlar hayli fazla.
Ama asıl mesele iktidar cephesinde;
Onların durumu belirsizliğini koruyor.
Bu şartlar altında boşuna çene yormanın anlamı yok.
Pek çok defa gündeme getirdim, asıl mesele asgari müşterek konular giderek daha fazla yok olmasıdır.
İktidar çevreleri başta olmak üzere kimsenin bu konuları sorun olarak görmemesidir.
En kötüsü asgari müşterek meseleler de uzlaşma zemini bulamayan bir ülkenin mutlaka daha büyük sorunlarla karşı karşıya gelebileceği halen kavranamamasıdır.
Siyasetin gerçekleri ile ülkenin gerçekleri aynı değil.
Bu yüzden sıkıntılar büyüyor, çözümsüzlük artıyor.
Şuana kadar koalisyon konusunda umut belirtileri vardı.
Gün geçtikçe bu umutlar eriyor.
Bu yüzden CHP iktidar ortağı olmayacak gibi muhalefet görevini bırakmamalı.
AKP her an erken seçim moduna girebilir.
Yapılan açıklamalar ve devlet kurumlarına alel acele atamalar bunu işaret ediyor.
Yandaş gazetelerin saldırgan hali erken seçim ihtimalini güçlendiriyor.
Ne demişler muhalefet görevini yerine getirmeyenler gündemin dışında kalır.
Öyle ise CHP İl ve İlçe yöneticilerinin yapmış oldukları açıklamalar daha dikkat ve temkinli olmalı.
Pazartesi günü Urfa’nın Suruç ilçesinde sosyalist gençlere yönelik yapılan katliamı kınıyorum.