MODERN EBEVEYNLER

Fatoş Özut Kırtay

Bilinçli olduğunu iddia etmekte ,bilinçsizce ısrar eden sevgili aileler...

Çocuğunuz;

– Varsın, bir çivi bile çakamasın ama dersleri iyi olsun.

– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın ama matematiği düzgün olsun.

– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin ama, notları yüksek olsun.

– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın ama fen lisesine gitmiş olsun.

– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün ama sınıfın birincisi olsun.

– Varsın, kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.

– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “ Ya siz nasılsınız efendim…” diyemesin ama yabancı dili mükemmel olsun.

– Varsın, oyun arkadaşları olmasın ama, sınavlarda “on” çeksin.

– Varsın;

– Taziye nedir, bilmesin,

– Başın sağ olsun ne demek, anlamasın,

– Geçmiş olsun 'kime denir, niçin denir ' haberi olmasın,

– Uğurlar olsun, ne anlama gelir farkında olmasın,

– Ama…

Karneleri süper olsun.

– Evet varsın, tek dostu olmasın ama, iyi gelir getiren bir mesleği olsun…

Öyle mi?

Bu çocuğu bu hale nasıl mı getirdiniz:

– Bandı üç ay geriye sararak, çocuğunuzla “nelerden ibaret” olan iletişiminizi dinlemek ister misiniz;

– “Oğlum, çıkar üstünü-başını doğru derslerinin başına…

– Kızım, öğrenemedin gitti şu işi hafta içi sokak-mokak yasak…

– Ne gezmesi! Sen önce ödevlerini bitir.

– Oyun mu?

Gelmeyeyim yanına…

– Geçen dönemin berbat karnesini unuttuğumu sanma…

– Birazdan tek tek bakacağım ödevlerine…

– Yavrum, bıktım ama her akşam ders çalış demekten…

– Şu odanın hali ne küçük bey?

– Hayır efendim, siz de ana-baba olunca her akşam bol bol televizyon izlersiniz…

– Haftaya veli toplantısı var biliyorsun değil mi küçük hanım…

– Çocuklar kesin şamatayı da elime sopa almayayım…

• Çocuğunuzla bilmem ama bu tarzınızla kimseyle iletişim kuramazsınız.

• Mesela, çocuğunuz hakkında şunları hiç merak ettiniz mi:

– Elinin neye yatkın olduğunu,

– Gönlünün neler arzuladığını,

– Dilinin neye uyumlu olduğunu,

– Gözlerinin zevkini,

– Hangi oyunlardan hoşlandığını,

– Neleri merak ettiğini,

– Arkadaşları ile en çok hangi oyunları oynadıklarını,

– Hangi oyunlarda başarılı olduğunu,

– Futbolla ilgisini, basketle arasını, satrançla havasını hiç merak ettiniz mi acaba.

– Bisiklet sürmeyi öğrenip öğrenmediğini,

– Resim dersiyle ilgisini,

– Müzikle arasını…hiç mi sormadınız…

• Öyleyse çocuğunuzla:

– Ayağı yere basan bir iletişim kuramazsınız.

– Her sözünüze tepkili olması,

– Lafı ağzınıza tıkaması,

– Bazen de sizi terslemesi,

– Hayallerinizin suya düşmesi hep bundandır canım kardeşim."

İçimizdeki büyüyememiş çocukluğumuzu sağaltırsak, her şey olması gerektiği gibi olur.

Mesele kendimizle, çocuklarımız ile değil.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.