Şu konu artık çok net, kesin.
Bu ülkenin tüm yurttaşları olarak aynı ülke sınırı içinde ancak aynı zamanda "farklı” ülkelerde yaşıyoruz.
Hangi ülkede yaşadığımızda belirleyici etken basın ya da daha net tanımlama ile, ulusal basın.
Kimimiz; Sabah, Akşam, Takvim, Akit.. türü yayın organlarının “Alice harikalar diyarında” kıvamında kurgulayıp yansıttığı Türkiye’de;
Kimimiz; Cumhuriyet, Sözcü, Birgün, Evrensel… türü gazetelerde yer alan gerçek Türkiye’de varlığımı sürdürmekteyiz.
**
Gebze Belediye Meclisi’nin ekim ayı olağan toplantısını bölgemizdeki dört belediyenin eş zamanlı meclis toplantılarından sebep yerinde izleyemedim. Bana o gün Çayırova düştüydü..
Meclisin öne çıkan iki gündem konusundan biri bu sefer Kadıllı’da yine ve yeni bir imar kayırmacılığı, pozitif ayrımcılığı..
Yanılmıyorsam Gebze yerel basınında konu eden tek gazeteyiz. Refiklerimizden de yazan eden olabilir ama benim gözüme çarpmadı.
Bir diğer gündem ise CHP Grubu tarafından verilen önerge.
Söz konusu önergede Gebze’deki okullarda öğrencilerin sağlıklı beslenme sorunu gerçeğine dikkat çekilerek tüm okullarda bir öğün yemek verilmesi önerildi.
Başkan Büyükgöz bunu sosyalistlerin, solcuların uydurması olarak falan tanımlayıp AKP Grubu ile birlikte ret etti.
Tam bir AKP tipi siyaset:
Ama kimi gerçekler ve sorunlar, yok sayılmakla yok sayılmıyor.
Konuyu ilk Eğitim-İş Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Bülent Metin’e sorduyduk. Başkan Büyükgöz’ün “yok” dediğine “var” dedi.
Hadi söyleyene bakalım. Her ne kadar bir öğretmen, eğitimci olsa da Bülent Metin de sosyal demokrat ve ulusalcı kimliğiyle öne çıkan bir solcu. Metin de yalan söyledi..
İyi ama aynı şeyi milliyetçi duruşuyla bilinen eski Türk Eğitim – Sen üyesi, günümüz Hürriyetçi Eğitim-Sen Gebze Temsilciliği Başkanı Hasan Akgün de söylüyor.
Büyükgöz’ün şöyle bir tespiti varsa, katılırım: Gebze’de de kimse bildiğimiz anlamda aç değil. Kimse açlıktan ölmez. En kötü suya banacak kadar ekmek bulur, karnını doyurur. Birileri illakin sahiplenir..
Ama mesele açlık değil ki sağlıklı beslenme..
Yorumun özüne uygun olarak sağlıklı beslenememenin orta gelir üstü veya üst düzey geliri sahip yurttaş sorunu olduğu da aşikârdır. Kişinin sağlıklı beslenmeye bütçesi yetiyor ama bir gerekçeyle sağlıksız besleniyor. Bu durum iktidar partisinin ilgi alanına girer veya zaten girmektedir.
Ancak mesele dar ve orta gelir grubuna, imkansızlıktan sebep sağlıklı beslenememe olarak geldiğinde aynı iktidarı ara ki bulasın.
Önümüz seçim dönemi..
AKP’nin bir süre önce sona eren danışma meclislerinde de açıklandı. Teşkilatlara hedef kitle olarak AKP üyelerinin tamamı gösterildi.
Bunun siyasi tahlil karşılığı bence bu: “Gerek yeni seçmen, gerek karşı seçmen umutsuz vaka. Erime de var. Durdurun.”
Düne kadar her sorunu yok saymanın bedeli, dün kadar ucuz atlatılmayacak gibi.
Sadece öğrencilerde değil toplumun tüm kesiminde çeşitli sebeplerden oluşan sağlıklı beklenememeyi yok sayan bir anlayışın iktidardaki yerinden de siyaset tarihindeki yerinden de tarih olma zamanı muhtemelen yakındır.
ANAP örneğinde olduğu gibi..
Tohumu ve temeli 12 Eylül ve ABD orijini olan proje partileri, sadece emperyalizm ve kapitalizmin menfaatlerini uygulamak üzere, iktidara göre kurgulanmıştır. Muhalefete düştüğü gün, tarih olma sürecinin başladığı gündür.
Bundan sebeptir ki toplumun gözle görünen, dile getirilen gerçekleri, hadi “tü kaa” solcular bir tarafa milliyetçi bilinenlerce de ifade edildiğinde sol veya sosyalist bir “palavra”, “masal” falan filandır.
Halbuki o kadar da dedik..
Sabah’tır, Akşam’dır, Takvim’dir, Akit’tir…
Onların Türkiye’sine çok kaptırmayın.
Gebze Belediye Meclisi’nin aralık ayı olağan toplantısında bir önerge daha verilecek, CHP Gebze açıklamıştı.
Umarım bir sefer olsun gerçek Türkiye’ye yüzler döner de kabul edilir diyorum.
Başka da bi’şi, şimdilik demiyorum.