Madem düzen sınırları içinde politika yapmayı öncelikli ve vazgeçilmez görev sayıyorsunuz, o zaman toplumun tüm kesimlerinden gelen birbirinden çok farklı taleplere yüzünüzü dönüp, duyargalarınızı açık tutacaksın.
İşçilerin, memurların, çiftçilerin, işsizlerin, emeklilerin, çocukların, gençlerin, kadınların ve LGBT bireylerin, kısaca her kesimin insanın taleplerini önünüze koyup, sorunların çözümü için adım atma sözünü vermek durumundasınız.
Ama, genelde, insan haklarını savunmak en önemli ve öncelikli göreviniz olmalı. Bu yüzden de, adaylıklarınızın kesinleştiği bir dönemde sizlere seslenmenin önemli olduğu düşüncesinden hareketle bu yazıyı yazma gereği duydum.
Çağrının sahibi, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi. İçeriği ise ‘’İnsan hakları için #bizimle misin?’’…
Evet, uluslararası insan hakları sözleşmelerine dayalı sorumlulukların yerine getirildiği ve insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı bir Türkiye için adım atmanın zamanı geldi de geçiyor. O yüzden hedefte ortaklaşmanın tam zamanı.
İfade özgürlüğüne saygı duyulan,
Barışçıl protesto hakkının korunduğu,
Polis şiddeti ve cezasızlığın olmadığı,
Kadına yönelik her türlü şiddetin önlendiği,
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının yaşanmadığı,
Mültecilerin insan haklarına erişebildiği,
İşçi haklarının güvence altına alındığı bir Türkiye için,
İnsan hakları için BİZİMLE MİSİN?
Öncelikle buna karar vermelisin ve bu kararını da kamuoyu ile paylaşmalısın. Eğer bizimleysen, adım at, hem de vakit geçirmeden. Uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınan insan haklarının tam olarak kullandırılmasını sağlayacak siyasal ve sosyal sistemin hayata geçirilmesine yönelik davranacağına ilişkin topluma söz ver.
Bu konuda başlatılmış kampanyaların içinde ol ve hatta öncülük et…
Uluslar arası düzlemde etkili olacağı düşünülen ve iletişim çağının vazgeçilmezi olan internet üzerinden açılan kampanyalara katılıp bir imza at, destek ver!
Tabi, bu kadarını yapmak yeterlidir rahatlığına kapılma düşüncesinden uzak olarak yapmalısın bunları. Çünkü, on yıllardır kangren haline gelmiş sorunların çözümü için bu adımları atmak önemlidir ama yeterli değildir.
Sistemin toplumsal çıkarları düzenleyen hale dönüşmesi için köklü bir değişim gerekir. Bu değişim, toplumun demokratik taleplerini yok sayan bir faşizan anlayış tarafından gerçekleştirilemez.
Buraya kadar adaylara seslendik, sıra geldi seçmene…
Sözünü ettiğim köklü değişim için atılacak ilk adımlardan birini atma fırsatı önünüze geldi. Sistem içerisinde, olan bitenden memnun olmadığınızı ifade eden bir tavrı sandığa yansıtmanız önemli ama yeterli değil.
Sandık kaldırıldığı gün köklü değişimi gerçekleştirecek olan iradenizin oluştuğu ve birlikte hareket ettiği zeminlere güç katmanız gerekir. Yani, köklü değişim için ısrarlı bir tavır ve netlikte olmak gerekiyor.
Yarın çok geç olmadan,
Toplumda umutsuzluk dalgası iyice yayılmadan,
Sistemin restorasyonunu dayatan faşizan anlayış iyice pervasızlaşmadan,
Adım at, değiştirmek ve dönüştürmek için…
Adım at, yeni bir düzen kurabilmek için…
Adım at, daha fazla özgürlük ve adalet için…