Meslek hastalığı mağduru Keleş organ naklini bekliyor

Askerlik sonrası mermer sektöründe işçilik yapan Muhammed Keleş, 7’nci senesinde malulen emekliye ayrıldı. Mermer malzemesi kuvarsın akciğerinin yarısını aldığı Keleş, sağlığına kavuşmak için “ev hapsinde” organ nakli bekliyor

www.sgk.gov.tr’de,. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun resmi sitesinde yer alan bilgiye göre; Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.

SGK’nın sitesinde meslek hastalığı bilgileri yer alıyor ancak meslek hastalığının gerçek anlamda yerinin SGK’da ne kadar olduğu tartışılır. Çünkü Türkiye’de ölümlü olanlarının tamamına yakını önlenebilir olmasından sebep iş cinayeti diye tanımlanan iş kazalarına dair, Bakanlık tarafından değil İSİG Meclisi gibi sivil oluşumlardan tutulmaya çalışılan bir istitastik var. Bakanlık tarafından da kullanıldığı bilinen o veriler ve istatistikte, meslek hastalığının yeri yok…

Hâlbuki sermaye tarafından bakınca üretimin, ihracatın; emek tarafından bakınca emeğin “başkenti” Gebze ve Gebze Bölgesi’nde meslek hastası mağduru çok sayıda kişinin varlığı biliniyor. Kim oldukları, gündeme çok gelmediğinden bilinmiyor. Biz onlardan birini; MHP Çayırova İlçe Başkanı İsmail Akkuş’un şahsına ait Facebook sayfasından yaptığı bir ziyaret paylaşımında bulup, adeta “hapis” hayatı yaşadığı evinde konuğu olduk…

 

31 YAŞINDA, MALÜLEN EMEKLİ

 

 

 

31 yaşındaki Muhammed Keleş, 12-13 senedir Çayırova’da oturuyor. Evli ve ilkokul ikinci sınıfı öğrencisi bir erkek çocuk babası, eşi ev kadını. Meslek hastalığından dolayı malulen emekli. İki ayrı firmanın mermer atölyelerinde toplam 7 sene çalıştı. Kesim ve montaj işleri yaptı:

KUVARSTAKİ KİMYASAL

AKCİĞERİNE ENFEKTE OLDU

“Mermer ve granit ile birlikte kuvars (1) malzeme vardı. Beni etkileyen kısım, kuvars oldu. Kuvarsta kimyasal olduğu için ciğerlerime enfeksiyonundan dolayı direk meslek hastalığına sevk edildi. Tanı konuldu, ameliyat oldum.

Ameliyatta, biopsi tarzında, yedi nodül (2) alındı. Onların sonucu Marmara Üniversitesi’nde Patoloji’ye gönderildi. İlaçlarıma başlandı.

Tedavim sürüyor. 3 sene içinde yaklaşık 8-9 tedavi uygulandı. Hiç biride yanıt vermedi.

Şu an akciğer nakli adayıyım. Umuttepe’de, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 10 gündür fizik tedavi görüyorum. 5 gün daha, belediye tarafından tahsis edilen servis aracıyla, diğer tedavi görenlerle birlikte gidip geleceğim.”

 

6 AY DA SÜREBİLİR, 6 YIL DA

İki ay kadar önce Marmara Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi’nde 8 gün süreyle tedavi gördüğünü, anjiyo olduğunu kaydeden Keleş doktorların söylemine göre akciğer naklinin 6 ayda, 6 yıl da sürebileceğini kaydetti. Keleş sorularımız üzerine şöyle devam etti:

“Kullandığım bir ilaç var. Hastalığımı stebil yaptı, ondan önce ilerleme vardı. Akciğerimin yüzde 48’i çalışmıyor. Sabit duruyor yüzde 48 oranda.

Halk otobüslerine binmem, kalabalık ortamlara girmem yasak. Geçen seneden önce sık sık hastalanıyordum. Durmadan enfeksiyon geçiriyordum, krizlerim oluyordu. Her ayın 15 günü hastanede yatıyordum.

Ateş, göğüs sıkışması, nefes darlığı oluyordu. Enfeksiyonum yükseliyordu. Kendimde oluyordum ama göğüs sıkışmasından ötürü ağrı sızı çekiyordum. İlaçların desteğiyle çok şükür, eskisi gibi hastaneye yatmıyorum.

UZUN SÜRELİ YÜRÜMEM,

KALABALIĞA GİRMEM YASAK

Açık hava, kalabalık ortamlarda sıkıntı yok. Ama son 4-5 aydır nefes darlığım başladı. Yokuş ve merdiven çıkarken zorlanıyorum, uzun süreli yürümem de sakıncalı. Satürasyon (3) düşüyor. Hatta bir iki gün içinde de yürürken oksijen makinesine bağlanacağım. Yanımda o makineyi gezdirip burnumdan oksijen alacağım.

Oturduğumuz binada birinci kattayız, zorluyor. Asansörü kullanıyorum. Çorap giyerken bile nefes darlığı hemen başlıyor ve şu an konuşurken bile zorlanıyorum.”

İLK BAŞTA ÖNEMSEMEDİM

Hastalığının ilk işaretlerini göğüs ağrısı ile verdiğini, göğsüne bıçak battığını zannettiğini ancak önemsemediğini kaydeden Keleş, “Bir gün şantiyede rahatsızlandım. Sonra beni hastanenin acil servisine kaldırdılar, röntgen çekildi. Röntgen sonucu Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildim. İncelendi. Biopsi olmam gerektiği söylendi. Süreyyapaşa’da biyopsi (4) ameliyatı geçirdim. Orada teşhis tam konuldu.

İLAÇTA BÜROKRATİK SIKINTI

Bir sene boyunca hastalığım durmadan ilerledi. Ankara’dan ilaç onayım gelince, başladım. 8 aydır kullanıyorum. Şu an stabil olduğum söyleniyor. İlaç sıkıntısı yaşıyorum. Şu an ilacımın raporu bitti. Bir aydır rapor alamıyoruz, doktor bey bir türlü düzene koyamadı. İlaç var ama benim hastalığımla raporda yazılan tesis kodu tutmadığı için bir aydır uğraşıyorlar. Bürokratik, sistemlik bir sıkıntı var. Düzeldi diye biliyorum. Herhalde bu cuma (30 Aralık 2022) gidip ilacımı raporlandıracağım. Birkaç gün idarece edecek kadar hastaneden ilave ilaç aldık.”

 

HALI SAHA HOBİM VARDI…

2013 yılında eşi Sevim Hanım ile dünya evine giren Muhammed Keleş, 24 Kasım İlkokulu 2’nci sınıf öğrencisi Yavuzhan Keleş’in babası. Aile hayatını babası Şerif Keleş’in evinde sürdürüyor. Annesini 6 sene önce gizli kalpten kaybetmiş. “Hastalığım öncesi, işlerimden fırsat bulamadığım için herhangi bir hobim yoktu. Ama halı sahaya top oynamaya giderdim, şu an gidemiyorum.”

Yüzde 52 engelli raporuna sahip olan Muhammed Keleş, 2 bin 200 TL emekli maaşı alıyor ve doğal olarak, yetmiyor. Büyükşehir’den her ay, Çayırova Belediyesi’nden üç ayda bir gıda yardımı alıyor. Büyükşehir ayrıca su faturasını ödemesi için maddi destekte bulunuyor. Çayırova Kaymakamlığı SYDV’ye herhangi bir başvurusu olmadı:

 NAKİLDEN BAŞKA ÇÖZÜM YOK

“Şu anki durumuma göre akciğer naklinden başka çözüm yok. ‘Eskiye göre iyi olursun’ diyorlar. Tabi, ameliyat sırasında ne yaşanır ne yaşanmaz, bilinmez. Ama şu anki tek çözüm, nakil. Hiçbir ilaç, fayda görmedi.

Akciğer nakli, diğer nakillere kıyasla biraz daha zor. Ameliyat süresi de uzun. Akciğer nakli, ölen insanlardan gerçekleştiği için eğer ölenin ailesi başvuru yaptıysa, ölenin akciğerinin üç saat içinde yeni bir kişiye takılması gerekiyor. Doktorumun söylediğine göre organ bağışı biraz az olduğu için, biraz sıkıntılı. Koşuyolu’ndaki hastane, nakil için takip ediyor. Ana hastanem İstanbul Çapa.

Umuttepe’ye akciğer naklinden önce pulmoner rehabilitasyon (5) görmemi söylediler. Göğüs kafesimi ve aynı zamanda nefes alışveriş egzersizi yapmamı söylediler. Her gün orada bir saat eğitim görüyorum.

EVDE, TELEFONLA OYNUYORUM…

Evde yatıyorum, oturuyorum, telefonla oynuyorum. Televizyon izliyorum. Kitap okuma alışkanlığım yok. Açık lise mezunuyum. Üç kardeşiz. Bir kardeşim küçük, askerden yeni geldi. Benle kalıyor. Bir de abim var, evli. Kendi evinde kalıyor.

 

 

OĞLUM OKULDAN SOĞUDU

Oğlumda ister istemez etkisi oldu. Eşim hastanelerde sürekli yanımda refakatçi olarak kaldığında okula gitmemeye başlamıştı, psikolojisi ister istemez bozuldu. Şu an normale döndü. Sık sık hastaneye gidip yatmadığım, kontrol amaçlı günübirlik gidip geldiğimden şu an bir sıkıntı yok. Önceden, 15 gün sürelerle hastanede kaldığımda ister istemez sıkılıyordu.”

 

DAVA ARKADAŞLARI YALNIZ BIRAKMIYOR: MHP Çayırova İlçe Üyesi olan Muhammed Keleş’i MHP Çayırova İlçe Başkanı İsmail Akkuş ve yönetim kurulu üyeleri ile Keleş’in aynı zamanda akrabası olan, Çayırova Belediye Meclisi Üyesi Davut Akçay’dan oluşan heyet de ziyaret ederek moral verdi. Durumu hakkında detaylı bilgi edindi.

 

**

 

Babası çifte kanseri yendi…

 

 

Erzurum’un İspir İlçesi eşrafından olan Muhammed Keleş, inşaat sektöründen işçi emeklisi Şerif Keleş'in oğlu. Gebze’de çok sayıda inşaata işçiliğiyle imza atan Şerif Keleş yurtdışında; Libya, Rusya, Arabistan gibi ülkelerde de çalışmış. Böbrek kanserini, virüsün yayılması sonrası kolon kanserini de beş ameliyatın ardından tamamen alt etmiş ancak yaşantısını tek böbrekle sürdürüyor. Oğlunun başına gelenleri, “Canı sağolsun. Hastamız, oğlumuz işte. Oluyor böyle. Ben bütün hastalıkları, çok şeyi atlattım. Oğlum da atlatacak” dedi. Muhammed Keleş babasının kanseri alt etmesinde doktorunun zamanında görmesi ve erken teşhisinin önemli faktör olduğunu belirtirken, “Babam beş, ben altı ameliyat geçirdim. Naklimde gerçekleşirse, yedinci ameliyatım olmuş olacak” dedi.

 

 

 

ÜÇÜNCÜ KUŞAK POLİS OLACAK: 24 Kasım İlkokulu ikinci sınıf öğrencisi Yavuzhan Keleş’in dedesi Şerif Keleş inşaat sektöründen, babası Muhammed Keleş mermer işçiliğinden emekli.

Kendisinin hedefi ise, büyüyünce polis olmak.

 

 

 

 

**

TAZMİNAT VE MESAİ DAVASINI KAZANDI.

 

Meslek hastalığı davası sürüyor

 

Üstelik raporlu olduğu halde çalıştığı Özata Grup tarafından tazminatsız işten çıkartılan Muhammed Keleş hukuk mücadelesini İstanbul Barosu’na kayıtlı Avukat Osman Künye ile sürdürüyor.

Avukat Künye’den edinilen bilgiye göre ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin açılan dava kazanıldı. Gebze İş Mahkemesi’nde görülen davada, 13 Mayıs 2022 tarihinde malüliyet tespiti yapıldığı ve meslek hastalığından kaynaklı, yüzde 48 oranında malüliyet tespit edildi. Meslek hastalından kaynaklı tazminat davası ise sürüyor. 2023 yılının ocak ayında, duruşması olacak. Keleş, kapalı mekânlarda kalabalık ortamlara giremediğinden ötürü bugüne kadar hiçbir davaya katılamadı.

 

**

ÖZATA GRUP’TA DA MAKSAT MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ!

“Raporluyken, bayram arifesi

tazminatsız işten çıkarttılar”

 

 

Muhammed Keleş çalışma hayatına çocuk yaşlarda, Gebze’nin Osman Yılmaz Mahallesi’nde yufkacı olarak atıldı. Çıraklıktan kalfalığa kadar yükselip kendi işyerini de açtı. 9 senelik bu sürecin ardından 2011’de askere giderken işyerini kapatmak zorunda kaldı. Askerlik sonrası 2013’te bir akrabasının Gel seni yanıma alayım. Mesaisi, sigortası var şeklindeki çağrısı üzerine, onunla birlikte mermer iş kolundaki aynı iş yerinde, bu alana girdi. Gebze, Cumaköy’deki Özata Grup aynı işkolundaki ikinci ve son işyeri oldu: Firma, teşhis aşamasında maaşımı günü gününe yatırıyordu. Ama hastalığımı öğrendikten sonra 2020’nin temmuz ayında, Kurban Bayramı arifesinde direk işten çıkarttıÜstelik raporlu iken, tazminat dahi ödemeden çıkarttı. Hiçbir şey ödemedi. Şu an mahkemeliğiz. İlkini kazandık. Diğer mahkemelerimiz devam ediyor.

Öte yandan İstanbul merkezli firmanın sitesinde, “Hakkımızda” bölümünde yer alan bilgiye göre Özata Grup firması da, “Koşulsuz müşteri memnuniyeti” ilkesiyle çalışıyor. Firmanın emekçi “memnuniyeti”ne dair politikasının ne olduğu ise, ilgili bölümde emekçilerden ürünü ön planda tutan, “Yetkin, deneyimli personeli ve kalifiye işgücü…” şeklinde geçtiğinden, bilinmiyor.

 

Fotoozatagrup.com.tr

 

https://www.ozatagrup.com.tr/hakkimizda/

 

**

(1) Kuvars, silikadan oluşan sert, kristalimsi bir mineraldir. Atomlar, sürekli bir SiO₄ silikon-oksijen tetrahedra çerçevesinde bağlanır, her oksijen iki tetrahedra arasında paylaşılır ve genel bir SiO₂ kimyasal formülü verir. Kuvars, feldispatın ardından Dünya'nın kıtasal kabuğunda en bol bulunan ikinci mineraldir. Wikipedia (İngilizce)

 

(2) Nodül tiroid bezi içerisinde gene tiroid hücrelerinden oluşan yumru benzeri yapılara verilen isimdir. Nodüllerin hasta ve doktorlar açısından önemi tiroid bezi kanserlerinin de nodüller yapabilmesi ve bazı nodüllerin çok çalışan nodüller olmasıdır. (Kaynak: www.lilyumtipmerkezi.com.tr)

 

(3) Satürasyon maddelerin başka maddeyi maksimum seviyede emme oranı olarak kabul edilir. Kısaca bir maddenin doyma oranı yani doygunluğudur. Satürasyon özellikle belirli hastalıkların teşhisinde laboratuvarda kullanılan önemli bir değerdir. Kandaki oksijen doygunluğunu ölçmeye ve gerekirse hastada uygun tedaviye başlanmasında satürasyon değeri etkilidir. Çocuklarda son derece önemli bir değer olan kandaki satürasyon değerinin dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir.

 

 

(4) Biyopsi, mikroskop altında incelenmek üzere canlıdan belirli bir doku parçasının çıkarılması. Muayene ya da benzeri incelemelerle tanı konulamayan hastalıklarda biyopsiye başvurulur. Biyopsi, çeşitli hastalıklar sırasında meydana gelen lezyonların mikroskopik tanısı için yapılan bir cerrahi uygulamadır. 

 

                                                              

(5) Solunum rehabilitasyonu olarak da bilinen pulmoner rehabilitasyon, standart tıbbi tedaviye rağmen semptomatik kalan veya fonksiyonu azalmış olan kronik solunum hastalığı olan kişilerin yönetiminin ve sağlığının korunmasının önemli bir parçasıdır. Geniş bir terapötik kavramdır. (Kaynak: Vikipedi)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

YAŞAM Haberleri