Bugünlerde en zor olan nedir diye sorsalar, ilk akla gelen baskı ve korku değil elbet.
En zoru toplumu ve ülkeyi çepeçevre saran etraftaki insan kirliliği ilk sırada yerini alır.
Siz kendinizi ne kadar korumaya alsanız bile eninde sonunda her gün bu kirlilikle yüzyüzesiniz.
Tabi ki bizim sektör oldukça bu konuda dertli ve sıkıntılı.
Baskıcı dönemlerde insanların birbirine sataşmaları, birbirlerini satmaları, çirkinleşmeleri hep olmuştur. Bu hikaye insanlık tarihi boyunca süregelmiştir.
Baskıcı ve totaliter rejimlerde “çürüme” daha bir kendisini hissedilir olmuştur.
Pek çok insan şu ya da bu biçimde gücün, kudretin, erdem ve fikirden daha önemli olduğuna inanıyor ve güveniyor!
Tabi ki durum böyle olunca en çok gazetecisi hapiste olan ülke olma rekoru bizde !
Kültürde, sanatta, futbolda oldukça kötü durumdayız .
Çürüyen kişilikler, takla atanlar , akrobasi yapanlar anlayacağınız tüm kirlilikler halının altına süpürülüyor.
Bu tabloyu izlemek bile insana zor geliyor.
Hal böyle olunca televizyon izleyemeyen pek çok insanla karşılaşmak mümkün.
Gazeteler önemli haberleri es geçmeyi tercih ediyor.
Bu tabloyu görünce insan ellerini iyice dezenfekte edip kapıyı çekip gidesi geliyor.
Nihayetinde memleket bizim, insanlar bizim, öyle kolay pes etmek yok. Bu işin içerisi de dışarısı da düşünen, sorgulayan insanlar için.
Bizi bugünlerden daha zor günler bekliyor, durum öyle de görünüyor.
Bu medya düzeni freni patlamış kamyon gibi son sürat gidiyor.
Mevcut sürecin en büyük ızdırabı bu olmalı.
Eh ne diyelim
“ Her gecenin bir sabahı vardır”!
Vicdanlar kararmadıkça hiç kimse pes etmez...!