Sıcak havalardan bunalan çalışan mesai saatinde serinlemek için denize girdi, işine son verildi. Konu yargıya taşındı. Mahkeme işverene hem haklı hem haksızsın dedi.
Hürriyet gazetesi yazarlarından Ahmet Karabıyık konuyu köşe yazısında ele aldı. İşte Karabıyık’ın yazısının ilgili bölümü:
“…Mesai saatleri içinde bir çalışan denize giriyor… Olayı öğrenen işveren, çalışanının işine son veriyor. ‘Haklı neden var' denilerek çalışana kıdem ve ihbar tazminatı da ödenmiyor. Konu yargıya taşınıyor… Yargıtay ‘çalışanın bir kereye mahsus bu eyleminin haklı neden olarak kabulünün ağır bir sonuç' olduğuna ve ‘ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesi‘ gerektiğine hükmediyor.
Yargı kararında; bir yandan ‘işverenin haklı nedeni olmadığı' belirtilirken aynı zamanda ‘işverenin geçerli nedeni olduğu da' belirtilmiş… Yani dava açan çalışanın; bir yandan kıdem ve ihbar tazminatı gibi kazanımları varken, diğer yandan (işverenin nedeni geçerli görüldüğünden) kayıpları da söz konusu…
‘Nedir bu kayıplar?' sorusu sorulacaktır haliyle…
Hemen söyleyelim: Birinci kayıp, 4-8 aylık brüt ücreti tutarında ‘işe başlatmama tazminatı'. İkinci kayıp, 4 aylık brüt ücrete kadar hesaplanabilecek ‘boşta geçen süre ücreti'… Bu iki kayıp; çalışanın denize girmesinden dolayı işine son verilmesinde, işverenin geçerli bir nedeni olduğu değerlendirildiğinden oluşuyor…
Haklı neden görülmediğinden kıdem ve ihbar tazminatını hak eden çalışan, geçerli neden görüldüğünden işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretini ise hak edememiş. Dolayısıyla mahkemenin; denize girdiği için işten çıkarılan çalışanın, kıdem + ihbar tazminatını hak etmeyecek kadar kusurlu olmadığına, işe başlatmama tazminatı + boşta geçen süre ücreti hak edecek kadar da kusursuz olmadığına karar verdiğini görüyoruz….