Ekmek 4 lira simit 5 lira olacakmış, şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Şekere zam, yağa zam, mazota, benzine zam, una zam, buna zam, şuna zam... Ha...! Bir de asgari ücrete iyileştirme zammı olacakmış doğru...! Bu ülkenin 84 milyon insanı ekonomist değil diye bu kadar üzerine gidilmez ki. Kimse cahil değil, enflasyon canavarı denen şeyin işleyişini biliyoruz ama bu canavarlıktan çıktı, yaratık oldu artık. Ocak ayında yapılan yaklaşık %50 asgari ücret zammından sonra zaten maşallahı var market ürün fiyatlarında her şey %100 ve üzeri artış gösterdi. Her geçen gün de değişmeye devam ediyor. Oturduğum mahallede 3 adet farklı zincir market var her gittiğimde görüyorum ki çalışan hanımcağızlar fiyat etiketi yenilemekten, değiştirmekten kasalara bakamıyor. Bu sadece bununla bitmiyor, kiracı olan kömürlük gibi eve maaşının yarısını veriyor, esnaf olan kazancının yarısından çoğunu kirasına ve elektrik faturasına veriyor. Ödeyemeyen zaten kepengini indiriyor ve arkasına bakmadan çekip gidiyor. Bu ülkede bunları denetleyen bir bakanlık ya da farklı bir resmi kurum herhangi bir mecra yok mu, varsa bunlar ne yapıyor? Ne işe yarıyor? Bu kadar sistemsiz yaşayıp bir de bu ülke uçuyor diyen zihniyetler var, uçuyor da nereye gidiyor, ya da bu ülkeden çoğunluğu genç bu insanlar Avrupa’ya ve farklı ülkelere uçuyor neden uçuyor? Biz uçarken kamyon kamyon Suriyeli, Afgan ki...! Ben Gebze’den Tuzla’ya gidene kadar iki kez polis çevirmesine takılırken bunlar elini kolunu sallaya sallaya ülkeye giriyor. Düzensiz göçmen denip sözde geri yollanıyor ama asla azalmayıp çoğalıyorlar. Ne bunlar, bunlarda bilmediğimiz bir teknolojimi var ülkeye girdikten sonra kendilerini klonlayıp burada mı bırakıyorlar. Anlaması zor yaşanması daha da zor karmaşanın içindeyiz. 19. yüzyıl felsefecisi Nietzsche “Kalp ve duygu dediğimiz şey, zihnin zayıf tarafıydı. Bu yüzden sert ve acımasız olup acıma hissini unutun. Çünkü kötülük insanın en büyük gücüdür.” diyen ve merhameti gülünç bulan bir adamdı. Ama bir sabah Turin’deki otelinden çıktığı sırada kırbaçlanan bir atı gördüğünde merhametine yenik düşmüş ve atın boynuna sarılıp ağlayarak attan özür dilemişti. Ne yazık ki bizler de artık bunun gibi kendi içimizde kendimizle savaş halindeyiz umarım merhametimiz üstün gelir.