"Aptal olmanın en kısa yolu merak etmeyi bırakmaktır..."
Sosyal medya sayfalarımda sabitlenmiş bir paylaşımdır.
Bana gör çok anlamlı ve önemli.
Hani Türkiye’nin şimdiki halini görünce çokta yerinde bir söz değil mi?
Çok uzağa gitmeye gerek yok.
22 yıllık AKP iktidarı döneminde ülkemizin yaşadığı sorunlara hepimiz tanıklık ettik ve en sarsıcı şekilde yaşadık, yaşıyoruz.
İşsizlik, yüksek enflasyon, yaşam pahalılığı, yetersiz demokrasi ve özgürlükler, haksız-hukuksuz şekilde zenginleşen küçük bir zümre ve yoksulluk içinde milyonlar…
Tüm bunlar 22 yılın kısa başlıklarıdır.
Bu zorlukları ve güçlükleri sadece muhalif kesim değil AKP’ye oy veren milyonlarda yaşadı.
Ne var ki buna karşın hiçbir şey olmamış gibi her seçim dönemi gidip AKP’ye oylarını verdiler.
Tabi ki onların bileceği şey.
Nasıl yaşamak istiyorlarsa öyle yaşarlar!
Ancak sorunlar potasında hep birlikte yer alıyoruz.
2000 öncesi sağ iktidarların bu ülke insanına çokta iyi bir yaşam, gelecek ve demokrasi sağlamadığını söylemek mümkün.
Aslında onlar bugüne uzanan yolların taşlarını döşedi.
O günlerden bugünlere geldik.
Yaşamın gerçekleri yerine hayal ve vehimler içinde olan bir toplumun hiçbir şeyden şikâyet etmesi ve refleks göstermesi beklenemez.
Oysa sorgulamak, tartışmak diye bir şey var.
İnsan ancak bu şekilde doğruyu bulur, hak ve hukukunu savunur.
Daha iyi bir yaşamı yalnızca kendi irademizi, düşüncemizi muhafaza ederek başkalarına teslim etmeyerek sağlarız.
Batılı demokrasilerde işlerin nasıl yürüdüğünü tam demokrasi ve bilinçli bireylerle görebiliriz.
Orada lider tartışılmaz, iltimaslı, her şeyi anca onun bildiği ve asla koltuğundan kalkmayan birisi değildir.
Almanya, Fransa, İngiltere, İsveç, İtalya, Hollanda ve öteki ülkelerde siyaset iş ve geçim kaynağı olarak görülmez.
Politikacılar bu yöntemle kamu kaynakları ve olanaklarıyla zenginleşemez!
Seçimle gelen seçimle gider ve o ülkede sistem tıkır, tıkır işler.
Bizim ülkemizde rejim kişiye bağlı olarak işliyor.
Zaten sıkıntıda burada.
Ülkemiz ne vaakit bir tek kişinin tahakkümü altından kurtulur işte o zaman gerçek demokrasi var demektir.
Demokrasi ve Cumhuriyet halk yönetimidir.
Bu iki kavramın üzerinde hiçbir şey olamaz.
Olursa zaten orada ne demokrasi vardır nede Cumhuriyet!
Umudumuz ve beklentimiz ülkemizin gerçek demokrasi normlarında, toplumun geneline yayılmış refah, özgürlük, kak ve hukukun sağlanmasıdır.