Ahmet Kaya ve Ferhat Tunç. İlk gençlik yıllarımın en güzel sesleriydi. Biri sürgünde hayatını kaybetti, diğeri zorunda kalarak sürgüne gitti.
Lise yıllarında Ferhat Tunç’u tanımış, onun türküleriyle hayata bakmıştım. O yıllar ‘’İstanbul Konserleri 1’’ adlı kasetini teypte çevirip çevirip dinliyor, kitabıma, masama, arkadaşlarımın uzattığı anı defterlerine, albümünde seslendirdiği ezgilerden biri olan ‘’Yaşamak direnmektir’’diye yazıyordum.
2019 yılı mart aydında hüzünlü bir haber aldık ondan. Hakkındaki hapis cezası ve soruşturmalar nedeniyle Türkiye’den ayrıldığını duyurdu Ferhat Tunç. Türkiye’den ayrılma kararına ilişkin ise, “Ülkeyi terk etmek yerine kendimi hapis cezasına hazırlamıştım. Ancak hapis cezasının ardından durmadılar ve ardı ardına dava açtılar. Hakkımda açılmış davaların sayısını takip etmekten zorlanmaya başladım. Cezaevine girdiğim takdirde yeniden özgür kalmam mümkün olmayacaktı. Yakın çevrem sanatıma yurt dışında daha fazla emek harcayabileceğimi düşünüyordu ki beni ikna ettiler” ifadelerini kullandı.
Oysa Ferhat Tunç o tarihlerde sanat hayatının 35. yılını yeni bir albüm çıkararak kutlamıştı. Albümde, herkesin hafızasında yer edinmiş toplam 16 eser yer alıyordu. Canlı konser performanslarında kayıt altına alınmış eserlerinden oluşan albüm yüreğimize bir yaz rüzgârı gibi çarpıyordu.
Sanat hayatında kırk yılı geride bırakan Ferhat Tunç’un yaşamı, ülke siyasi tarihimizin bir özeti gibiydi. Gerek kişisel, gerekse sanatsal yaşamı fırtınalar içinde geçti. Demokrasiyi, barışı, kardeşliği, insan haklarını ısrarla savundu. En ağır dönemlerde ezgileriyle yaşamın sesi oldu. 40. Sanat hayatına 26 albüm, Türkiye ile dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştirdiği yüzlerce konser, "Zor zamanlar İnce Şarkılar" adını taşıyan bir kitap ve ‘’Tarih bize iyi davranmadı’’ adlı bir belgesel sığdırdı.
Ülkemizin Dünya Özgür Müzik Ödülü’ne değer görülmüş tek sanatçısı olan Ferhat Tunç artık yurt dışında yaşıyor ve kararlılıkla üretmeye devam ediyor. Dumanı üzerinde ‘’Memleketçe’’ albümü de bu üretimlerinden biri.
Sanatçının bu yeni albümü Royem Müzik etiketiyle geçtiğimiz aylarda dinleyicilerle buluştu. 11 eser bulunan albümdeki 2 eserin sözleri Ferhat Tunç’a ait. Tunç, tarihi Hasankeyf’in sular altında bırakılarak yok edilmesini anlattığı “Hasankeyf” adlı eserinde Kürt Opera Sanatçısı Pervin Çhakar ile düet yaptı. Diğer sözlerde Ahmet Can Akyol, Selahattin Demirtaş, Doğan Munzuroğlu, Hıdır Işık, Hüseyin Aşkın ve Hakan Kerimoğlu’nun imzaları bulunuyor. Sekiz eserin bestesi ise Tunç’a ait. Sanatçı, albümde söz ve müziği Aram Tigran’a ait ‘XemilîZozan’ adlı Kürtçe esere de yer verdi. Tunç, albüme ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yaparak, “Memleketin içinden çıkarıldığım puslu zamanlarda içimdeki memleket pusulam oldu daima. Memleketçe mırıldandığım bir Dersim ezgisi yarenlik etti yolda bana. Bir de sizin varlığınız” ifadelerini kullandı.
Ferhat Tunç 1989 yılında çıkardığı ‘’İstanbul Konserleri 1’’ albümünde, konserine gelenlere şöyle sesleniyordu ‘’Kardeşlerim! Hepinizi özgürlük ve demokrasiye olan sonsuz inancımla, coşkuyla selamlarım’’ Yıl 2022. Aradan tam otuz üç yıl geçti. Kötülük nasıl değişmediyse özgürlüğe ve demokrasiye olan inancımız da değişmedi. Çünkü onun ezgilerinden öğrenmiştik bir kere, yaşamak direnmekti.